Dünde yazdığımız gibi özgürlükçü demokrat aydınlar elbette geçmişe dönmek ve tüm yaşananları yeniden değerlendirmek zorundadır. Askeri Casusluk adı altındaki davalar tamamen kurgulanmış sahte davalardır. Bu konuda aydın sorumluluğunu yerine getirenlerden biri de Yıldıray Oğur. Bağcı dövmek derdinde olan kullanışlı aptallar Yıldıray'a saldırabilir. Fakat derdiniz üzüm yemek yani kurulmuş kumpasın mağdurlarına sahip çıkmak ise dikkatle okuyun.
***
10 Ağustos 2010 günü İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne (daha sonra yurtdışındaki bir IP adresinden gönderildiği anlaşılan) bir e-mail gelir. Fuhuş başlıklı mailde daha önce de sabıkası olan isimler, Rus ve Türk eskort kadınların içinde olduğu 15 kişi fuhuş ve insan ticareti yapmakla suçlanmaktadır. Polis ve savcılık kimden geldiğini bile araştırmadığı ihbar mailinin üzerine soruşturma başlatır. Bu 15 isim hakkında "fuhuş faaliyetini telefon üzerinden gerçekleştirdikleri ile ilgili istihbari bilgiler" gereğince mahkemeden dinleme kararları çıkartılır ve örgüt suçu tespit edilip dosya Özel Yetkili Mahkeme'ye paslanır. Hepsi bir ay içinde olur.
***
Telefonları dinlenenlerden biri "açık kimliği tespit edilmeyen" notu düşülen Seçil Koşar'dır. Tespit edilememiştir çünkü Seçil Koşar diye biri yoktur. Seçil Koşar adına dinleme kararı çıkarılan telefon ise S.K. adlı başka bir kadına aittir. Seçil Koşar davaya ad ve soyadı aynı harflerle başlayan S.K.'yi ekleyebilmek için uydurulmuş hayali bir isim, bir atlama taşıdır. Dört aylık dinlemeden sonra tuhaf bir şey olur. Örgüt lideri olarak geçen fuhuş, insan ticareti sabıkası olan iki isim ve eskort kızlar hakkında dinleme kararı kaldırılır. Ama bir isim hakkında dinleme devam eder. Doğru tahmin: S.K.
***
Soruşturmanın rengi o andan itibaren değişmeye başlar. S.K.'nin özel bir ilişki yaşadığı O.S. birden soruşturmaya dahil edilir. Onun üzerinden de Marmaris'te görevli askerler... Onlardan biri emekli bir albaydır. O emekli albay üzerinden yanında çalıştığı yat işletmecisi B.Ö. soruşturmaya dahil oluverir. Bırakın S.K.'yi, O.S.'nin bile B.Ö. ile tek bir telefon görüşmesi yoktur. Dava dosyası taşların üzerinden atlaya atlaya büyümekte, esas amaca doğru yürümektedir. Bu arada ihbar mektubundan dördüncü ilişki zincirinde varılmış B.Ö.'yü unutmayın. Az sonra büyük bir casusluk şebekesinin lideri ilan edilecek.
***
Sonra daha da tuhaf bir şey olur. Soruşturmaya hiçbir gerekçe göstermeden N.K. adlı asker erkek arkadaşları olan bir üniversite öğrencisi de eklenir. Tabii ona dokunan bütün askerler de... Soruşturmanın üzerinden bir yıl geçmiştir. Artık baştaki atlama taşı olarak kullanılan sabıkalı fuhuş çetesine ihtiyaç kalmamıştır. Soruşturmanın sebebi olan fuhuş çetesinin dosyası ana dosyadan ayrılıverir.
***
İlk ihbar mektubundan itibaren iki yıl geçmiş, dosyadaki şüpheli sayısı 45'e çıkmıştır.
45 kişinin iki yıl boyunca telefonları dinlenmiş, Marmaris ve İstanbul'a gidilip şüpheliler fiziki olarak takip edilmiştir. Ama iki yıl sonunda 45 şüpheli hakkında somut hiçbir delile ulaşılamamıştır. Bu arada N.K.'nin telefon kayıtları istenir. Bir hafta gibi bir zamanda kayıtlar gelir, incelenir ve dosyanın seyrini değiştiren karar verilir: Bu artık bir fuhuş soruşturması değil, söz konusu olan TCK'daki Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk başlığı altında incelenmesi gereken bir suçtur.
***
Ve sıra gelir aranan o delilin bulunmasına... 8 Mayıs 2012'de İzmir Başsavcısı, dosyaya
Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç'ı atar. Kılınç bir gün içinde iki yıllık dosyaya bir anda hâkim olur; bir telefon görüşmesini gerekçe gösterip "gecikmesinde sakınca bulunan hal değerlendirmesinde" bulunarak marina işletmecisi olan B.Ö.'nün evleri ve işyerleri hakkında arama kararı çıkartır. Aranan evlerden biri işadamının bulunmadığı Sapanca'daki çiftliğidir. Aramaya kanunlara aykırı olarak davanın sahibi İzmir polisi de katılır.
***
Deniz Kuvvetleri'ni cemaat stratejisine göre dizayn etme kumpasının devamı yarına... Bu sahte dava düşecek ve bu mağdurlar özgürlüğüne kavuşacak. Bu böyle biline.