Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

İngiltere'yle kader paylaşmak

Sadece Türkiye değil ki, AB ile uğraşan. Parasını, yani Avru'yu hiç kabul etmemiş, kullanmamış, kendi ulusal para biriminden vazgeçmemiş İngiltere, geçtiğimiz hafta, hem de başbakanı aracılığıyla, gerektiğinde AB'yi tartışmaya açacağını söyledi. Biz de gene Başbakan Erdoğan aracılığıyla AB konusunu sorgulamaya devam ediyoruz.
Şimdi ben geriye çekilsem, baksam ve bu iki çıkış, tepki arasında acaba bir ortaklık var mı diye sorsam çok mu zorlamış olurum hayal gücümü? Deneyeyim, karar, hüküm nasılsa oluşur.

***
2013'teyiz. Gelecek sene 1. Dünya Savaşı'nın 100. yıldönümüne gireceğiz. O savaşın da 2. büyük savaşın da en önemli maksatlarından biri, Büyük Britanya devletinin (İmparatorluğunun) Ortadoğu üstündeki hükümranlığını sağlamak, o bölgedeki konumunu güçlendirmekti. Geniş ölçüde elde edildi bu sonuç. Yemek yedikten sonra tutan hıçkırık krizleri arasında çizilen eğri büğrü haritalardan, BP'nin bölgede oynadığı atlara kadar İngiltere devlet-i fehimanesi, elhak, bölgede ne istediyse elde etti.
Sonra izzeti, itibarı zedelenmediyse de iktidarı eni konu sarsıldı. ABD, bölgenin hâkim gücü haline geldi. OD büyük ölçüde onun denetimine girdi. Klasik politikalarına, kültürlerine ve stratejilerine bağlı kalarak Britanyalılar bölgede samanlar altından suları yürüttüler ama özellikle şu son dönemde pek öyle esamileri okunmadı.

***
Oysa güçlüdür İngiliz hafızası. Devlet geleneği ve tarihi söz konusu olduğunda, yakın dönem ha deyince 100 yılı fersah fersah aşar zihinlerinde. Dünyaya böyle bakan bir devlet şu anda OD yıkılıp yeniden kurulurken kayıtsız kalmayı, o hengâmın içinde olmamayı düşünebilir mi?
Hayır cevabı bana göre abestir. Eğer gerçek buysa ve eğer Türkiye, bal gibi, bölgenin en önemli oyuncularından biriyse, hatta başlıcasıysa, ABD bu meyanda Türkiye ile yeni bir ittifakı deniyorsa, Downing Caddesi 10 Numara'da oturanlar niye olanlara bigâne kalsınlar?
Hele son zamanlarda üstelik de Hanedan düzeyinde sürdürülen iyi ilişkiler, Londra'nın özellikle AB konusunda sağladığı destek bunlara eklenirse bana göre kare netleşir. İngiltere, Türkiye'yle birlikte OD'ya dönük yeni bir yakınlaşmanın, ortaklığın zeminini yokluyor.

***
Bu demek değildir ki, İngiltere, AB ile bağlarını bu maksatla koparacak. Hayır, hiç o iddiada değilim. Ama AB ile sorunlu bir Britanya, onun kapısında beklemekten haydi rahatsız bir Türkiye'nin şu büyüyen potansiyelini, ona yeni imkânlar sunarak kullanmayı düşünmez mi? Dediğim gibi OD'da onunla bir işbirliğine yakın durmaz mı? Hele ki, Almanya, her şeye rağmen Türkiye'ye ayak diretiyorken. Fransa Türkiye'ye AB kapısını tümden kapamışken. (Ve mesela Hollande'ın apar topar Sarkozy ucubesi tarafından koyulan engelleri kaldırmak istemesi bunları görmesinden kaynaklanamaz mı?)
Bunlar geniş hayaller, İngilizlerin tabiriyle pipo rüyaları diyenlere cevabım çok açık: Zayıf bir hafıza ve zayıf bir muhayyileyle bir şey yapılamaz. Hele dış politika hiç!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA