Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

19. yüzyıl aydın ve eylemcisi Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk bana göre kuşku götürmez biçimde 20. yüzyılın en önemli politik şahsiyetlerinden birisidir ve tartışmasız bir dehadır. Şu veya bu siyasal mülahazayla eylemini, zihniyetini, düşüncelerini tartışmak, beğenip beğenmemek başka bir şeydir, onun kişiliğine ait bu gerçek başka bir şey. İlginç olan şey, sanıldığı gibi, yaptıklarını nasıl tasavvur ettiği değil, nasıl uyguladığıdır.
Onun "devrimleri" dediğimiz reform projeleri kendisinden önce gerek düşünce olarak, gerekse uygulama olarak insanların ve politik kadroların zihninde teşekkül etmişti. Mustafa Kemal onları sarsılmaz bir iradeyle ve kesin bir kararlılıkla uyguladı.
Mustafa Kemal uyguladığı düşüncelere hangi kaynaklardan ulaştı? Bu başlı başına bir sorudur ve 19. yüzyıl düşünce tarihini bilmeden, o çağın bilim anlayışını, gerçek anlayışını yerli yerine oturtmadan bu soruları yanıtlamak olanaksızıdır. Önceden okuma imkânı bulduğum, Prof. Şükrü Hanioğlu'nun Atatürk hakkında yazdığı entelektüel biyografi yayınlandığında bu konuda daha ileride bir noktaya erişeceğiz. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim.
Atatürk'ün düşüncesi bilimsel bilginin kesin kabulüne dayanır. Bu kabul iki önemli sonuç türetiyordu. Birincisi geleneksel/ konvansiyonel olana bu anlayış içinde yer yoktu. Din gerek bilişim düzeyinde, gerekse geleneksel olanı yaratma kapasitesiyle bu değerlendirmeden payına düşeni alıyor ve toptancı bir yaklaşımla reddediliyordu. Kemalist doktrinin özü budur. Bu bir anlamda dinin, bir anlamda toplumun, bir anlamda da zihnin laikleştirilmesidir.
Toplumsal yapıyı baştan başa değiştirmeyi öngören bu yaklaşım gene Hanioğlu'nun gösterdiği gibi büyük ölçüde Abdullah Cevdet çevresinin ithal ettiği Alman kökenli materyalizme dayanır.
Sanılanın tersine, çok çiğnenmiş bir sakız olan Fransız düşüncesi o kadar etkili değildir. Mustafa Kemal savaş çadırlarında bile Şehbenderzade'nin Allah'ı İnkâr Mümkün müdür, isimli tartışmacı yapıtını okuyor ve bununla ilgili notları defterine kaydediyordu. Sadece bu değil. Gustav Le Bon'un düşünceleri Paşa'nın üstünde etkiliydi ve Batılılaşmanın "şedit müdafii" Abdullah Cevdet'i ateizmin en önemli isimlerinden birisi olan Jean Meslier'in kitabını çevirtmekle görevlendiriyordu.
İkinci olgu bu düşüncelerin nasıl uygulanacağıydı.
Şu belirttiğimiz "gerçek" kabul edildikten sonra onu uygulamak çelik bir çekirdeğin göreviydi. Bu yöntemin daha 1900'lerden başlayarak ama özellikle 1930'larda benimsenmesi doğaldır. Çünkü o dönem zaten totaliter rejimler dönemiydi. Atatürk ve dar çevresi bu imkânı diğer ülkelerde de kitlesel toplum dönüşümlerini sağlayan totaliter partilerin metodunu benimseyerek gerçekleştirme yoluna gitti. Karizması buna ayrıca olanak verdiği için dönem 1950'ye kadar uzadı.
Söz konusu uygulamanın başka boyutları da vardı. Mustafa Kemal'in de genç yaşından başlayarak bir parçası olduğu arayış geç Osmanlı dönemi aydınlarının ve bürokratlarının ortak bir kabulünden türüyordu ve bu "kurtarıcılık"tı. Kurtarıcılığın "varoluşu" hem elitlere toplumda ayrı bir görev yükleyen pozitivizmde yatıyordu, hem Le Bon'un "volksgeist" düşüncesinde, hem de Kameralizmde (aman dikkat Kemalizm değil). Bilhassa bu son kavram devletin etkin işletilmesine dönüktü ve bunu sağlayacak olan asker ve bürokrat kadrolardı. Eğer bu kadrolar öne çıkarılırsa, ellerine güç verilirse devlet iyi işletilecek ve "kurtarılacaktı."
Mustafa Kemal bu "membalardan su içerek" yetişmişti. Düşüncesini gene bu kaynaklara dayanarak uygularken de Jakoben olmanın ötesinde Blanquist idi. Yani tıpkı Lenin gibi bir azınlığın "eylemi" olmaksızın "devrim" yapılamayacağına inanıyordu ve kendisinin söylediği gibi "gerekirse bazı kelleler kesilecekti."
Doğumunun ve ölümünün üstünden şunca yıl geçti ama dağa taşa adını yazmaktan, Behçet Kemal şiiri ezberlemekten öteye gidip bu konuları henüz ele almadık.
Ona ayıp değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA