Gündem değişme hızı konusunda bir yarış olsa sanırım Türkiye kazanır ve rekorlar kitabına girer.
O nedenle, büyümede dünya rekorunu kırdığımız halde bu konunun tartışılması bir günden fazla olamadı güzel ülkemizde!
Ama ben yılmayacağım. Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğindeki yüzde 11'lik büyümeyi iş çevreleriyle konuşmaya ve onların ilginç yorumlarını aktarmaya devam edeceğim.
Şaka değil, Türkiye ilk çeyrekte öylesine büyüdü ki dünyanın en büyük ekonomilerini geride bıraktı. Hayaldi gerçek oldu. Çin'i geçen tek ülkeyiz. Çift haneli büyüyen de dünyadaki tek ülkeyiz.
Netaş en iyi örnek!
Türkiye'nin büyümesine katkı yapan, katma değeri yüksek 'yazılım' ihracatı ile dikkatleri üzerine çeken Netaş'ın Genel Müdürü Müjdat Altay ve ekibiyle Netaş'ın Ümraniye'deki kampüsünde buluşup; araştırma-geliştirmeye yapılan yatırımlar, verilen teşviklerle büyüme ve ihracat arasındaki önemli bağları konuştuk.
Müjdat Altay, şirketin büyüme rotasını ve yol haritasını Araştırma-Geliştirme (Ar- Ge) faaliyetlerini merkeze alarak tamamen değiştirmiş. O nedenle son 6 yıldır Ar-Ge teşviklerinin büyümede ve ihracattaki olumlu etkisini çok daha iyi gözlemliyor.
Türkiye'de ciddi teşvikler verildikten sonra Ar-Ge merkezlerinin sayısı 97'ye çıktı. Bu rakam halen artmakta. Altay'a göre şimdi artık bu teşviklerin sonuçlarını görme dönemine girdi Türkiye. Önümüzdeki 4 yılda Ar-Ge teşviklerinin sonuçları çok daha iyi görülecek.
Düşünün ki Netaş'ta 2006 yılında Ar- Ge'de çalışan 200 mühendis varken, şu anda bu teşviklerle mühendis sayısı 700'ün üzerine çıkmış. Yaş ortalaması 28 üstelik.
Netaş, 2010 yılında 48 milyon dolarlık yazılım ihraç etti. İçerde de operatör için yazılım geliştiriyor, savunma sanayisi için yazılım ve donanım tasarlıyor.
Dünyada yazılım pazarının 250 milyar dolardan, 4 yıl içinde 310 milyar dolara ulaşacağından söz eden Altay, başta Netaş olmak üzere Türkiye'deki şirketlerin yeni oluşacak 60 milyar dolarlık pastadan pay alması için Ar-Ge yatırımlarını artırması gerektiğini söylüyor.
Gaza basması şart!
Aslında hesap çok açık. Önümüzdeki 20 yıl içinde Türkiye'deki çalışma ordasına 10 milyon kişi daha katılacak. Yani yaşları 25 ile 55 yaş arası bu 10 milyon kişiye Türkiye'nin iş yaratması lazım. Müjdat Altay'a göre Türkiye'nin gaza basması şart ve bunun için de Ar-Ge çok daha önemli bir hale geliyor.
Özetle Türkiye büyümek ve iş vermek durumunda olduğu kişilerin sayısı artacağı için onlara iş yaratmak zorunda. Müjdat Altay, ekonomideki güzelleşmenin, büyümenin hep Ar-Ge'ye yapılan yatırımların neticesi olduğunu söylüyor ve şu rakamlara dikkatimi çekiyor. Yerli bilgisayar üretimi 5 yılda 2.5 kat arttı, savunma sanayisi 2 misli artı. KOBİ'ler dersen müthiş hareketli.
Peki ne yapmalı? Altay bizzat tecrübe ettiği için söylüyor. Yazılım ihraç etmenin önü daha da açılsın. Yazılım ihraç etmenin avantajı da var üstelik. İhracata bakınca çoğunun arkasında ithalat olduğunu görüyoruz. Yazılım ihracatında ithalat yok denecek kadar az. Entelektüel sermaye yani. Üstelik 4-5 bin dolarlık bir yatırımla yazılım işi başlayabiliyor. Gençleri girişimci yapmanın en güzel yollarından biri. Bir bilgisayar, bir server yeterli. Yani Hindistan'ın yaptığı.
Altay'a göre, yazılımı ajandasına ciddi şekilde koyan ülkeler, önümüzdeki 10 yılda dünyanın lideri olacak. Çünkü her sektörde, yatay ya da dikey yazılım var.
İş çevrelerinde şu sıralar en çok Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın vizyonerliği ve de Özal Dönemi'nde telekoma yapılan çok büyük yatırımların ihracatı ne denli önemli etkilediği konuşuluyor. Denen o ki tıpkı o dönemde olduğu gibi şu anda AK Parti Hükümeti'nin de telekomünikasyon sektörüne yaptığı yatırımlar kendini büyüme ve ihracat rakamlarında gösteriyor.
