Öyle görünüyor ki TÜSİAD yönetiminin son hareketiyle, dernek 3'e, 4'e ve hatta 5'e bölündü.
Öyle ki toparlanması hiç kolay olmayacak!
Anayasa çalışmasıyla ilgili her türlü eleştiriye rağmen önce kalabalık bir kesim TÜSİAD'ı destekledi. Ama o destekleyenler de kimilerine göre 'heyecana kapılan' yönetim kurulunun 'bu çalışma derneğe ait değildir' anlamına gelen ve adeta çalışmayı reddeden çıkışından sonra büyük hayal kırıklığına uğradı.
Öyle ya da böyle Türkiye'nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olduğu için, siyasilerin her türlü söylemini ciddiye aldığı, üstüne konuştuğu, gündem yarattığı için TÜSİAD'ın attığı adımlar dikkatle takip ediliyor.
İşte bu yüzden bugün size kısaca biraz dernek içinde neler olduğu konusunda bilgi vermek istiyorum. TÜSİAD'ın akil isimleri, genç isimleri, tecrübeli isimleri herkes son açıklamayla şaşkına dönmüş biraz.
Daha önce böyle bir noktaya derneğin gelip gelmediğini hatırlamaya çalışıyorum, hatırlayanlardan hatırlatma istiyorum ama kimse böyle bir çıkış hatırlamıyor.
TÜSİAD'ı bombaladı!
Düşünün ki konuştuğum isimlerden biri bana aynen şu cümleyi söyledi: "Resmen yönetim kurulu TÜSİAD'ı bombaladı! Heyecana kapıldılar herhalde."
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ilk günden itibaren raporun bir çalışma olduğunu söyleyerek, "Dernek yeni bir Anayasa sundu" söylemlerinin önüne geçmeye çalıştı önce. Ancak ne olduysa, yönetim kurulu belki de gelen tepkilerden bunalarak, toplanıp hızlıca bir açıklama yaptı ve adeta Anayasa çalışmasını reddetti ve öyle görünüyor ki son açıklama için, yönetim daha önceki dönemlerde yaptığı gibi kimseyle görüş alışverişinde bulunmamış.
Doğru ya bugüne kadar önemli konularda TÜSİAD yönetim kurulu kendi arasında toplanır, olmadı danışma kurulu üyeleriyle fikir alışverişinde bulunur ya da başkanlar konseyinde konu enine boyuna tartışılırdı.
Ama son açıklama yapılırken bunların hiç biri uygulanmadı.
Peki o zaman, önce sahiplendiği, büyük toplantılar yaparak açıkladığı ardından adeta reddettiği Anayasa çalışmasıyla ilgili gelinen son nokta derneğe nasıl zarar verdi? Bu soruya kimi işadamından şu yanıtları aldım.
"Önceki durum yani Anayasa çalışmasında insanları rahatsız eden konular toparlanabilirdi ama son açıklama toparlanamayacak halde. Bu son hareketle dernek 3'e, 4'e ve hatta 5'e bölündü! Berbat bir şey oldu."
Peki ne yapılmalıydı?
Bu soruya yine ismini yazamayacağım bir isim, "Bir komite kurulurdu, benimsenen ve benimsenmeyen konular alt alta sıralanırdı. Bir çalışma yapılırdı ama şimdi bu da mümkün değil" dedi.
Konuştuğum isim bana bunu anlatırken hakikaten 40'ıncı yılını kutlayan dernek için çok üzgündü.
Her ne kadar Ümit Boyner, hafta sonu bir açıklama daha yaparak çalışmayı reddetmediklerini ima etse de görünen kimsenin böyle düşünmediği.
Her şeye rağmen son olayların ardından bakalım TÜSİAD, Anayasa konusundaki çalışmalarının devamını nasıl getirecek? Dernek içinde şaşkına dönen üyeleri nasıl ikna edecek ve sözünün arkasında durduğunu hangi hareketleriyle gösterecek? Öyle gönüyor ki Başkan Ümit Boyner'e çok iş düşüyor.