Önceki gün çok değil sadece 700 liralık krediyle mucizeler yaratan kadınların öyküleriyle sarsıldım. Citibank'ın 4 yıl önce başladığı Mikro Girişimci Ödülleri'nin jürisindeydim.
Benimle birlikte jüride, Limak Yatırım'dan Ebru Özdemir, Vodafone'dan Serpil Timuray, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, PWC'den Beste Gücümen, meslektaşlarım Vahap Munyar, Rauf Ateş, Hakan Güldağ ve bir önceki yılın birincisi Aliye Baş yer alıyordu.
Proje kapsamında mikro kredi kullanan kadınlar arasında finale kalan 29 yarışmacının; bazen içimizi acıtan ama kazandıkları küçük zaferlerle bir oh çektiren hayat öyküleriyle, bambaşka Türkiye'den bambaşka kesitlere girip çıktık gün boyu.
Konu belki mikro kredi olduğundan ve o kadarcık parayla çocuk okutan, ev geçindiren hatta kocalarına bakan, konu komşuya da girişimcilik ruhu yayan, ne olursa olsun borçlarını ödeyen yokluk içinde varlık yaratan kadınların hepsini ödüllendirmek istiyorduk. Ama sanıyorum en güzel ödül mesela yanımda oturan Aynur Bektaş'ın bizzat notlar, telefonlar alarak her kadın için başka bir proje düşünmesi, illerdeki kendi örgütünün başındaki isimleri harekete geçirmesiydi.
Jürinin sürekli hop oturup hop kalkmasının sebebi olan bu "mucize kadınlar"dan bir kaçına geçmeden önce bir dipnot bilgiyi okurla paylaşmak istiyorum.
Lütfen bu yazıyı okuyanlar da çevrelerinde çalışmak isteyen ama minik de olsa sermayeye ihtiyaç duyan kadınları bu tarz girişimlerden haberdar etsin.
Citibank, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı işbirliği ve Maya Mikro Ekonomik Destek İşletmesi, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı ve ARGE Danışmanlık'ın desteği ile mikro kredi veriyor. Citibank'ın projesi 26 ülkede gerçekleşiyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof. Aziz Akgül'ün yıllar önce Diyarbakır'da Nobelli Profesör Muhammed Yunus'un Bangladeş'te yaptığını uygulamanın benzerini hayata geçirmesinin bugünlere gelinmesinde büyük payı olduğu biliniyor. Zaten öyle olmasaydı, 4 yıl önce bu proje için 700 kadın başvururken bu yıl bu sayı 3 binlere gelmezdi.
Yarışmanın koordinatörü Melda Onur, ilk başta kadının kredi almasına kayınvalideler, kocalar karşı çıkarken, şimdi müthiş destek gördüklerinden söz ediyor. Öyle ya çalışan, para kazanan kadını kim istemez ki!
Bizim dinlediğimiz artık her biri bir işletme sahibi olmuş kadınların hepsi dün KOSGEB'in İŞKUR'un projelerinden söz ediyordu. Eğitimli kesime anlatmaya çalışan Aynur Bektaş, kimi okur yazar bile olmayan kadınların bu bilinçlenme karşısındaki mutluluğunu size anlatamam.
Kimi ekmek fırını açmış, kimi nevresim takım yapıp satan, kimi kahvehane işleten, bakkal açan, evinde aldığı makinelerle küçük bir imalathane kuran kadınların hepsi vergi ödemeye başlamış, düşünebiliyor musunuz?
Fakirlik nasıl yeniliyor?
Hayatını fakirleri girişimci yapmaya adayan, her çalışmasını büyük bir hayranlıkla takip ettiğim Prof. Aziz Akgül dün kadınların aldığı mikro kredi sonrasında ödedikleri vergilere ilişkin belgeleri gönderdi bana. İnanılmaz!
Bu ülkede naylon faturalarla vergi kaçıran, vergisini ödememek için her türlü dolabı çevirenler var, hepimiz biliyoruz. Ama bakın işte kazandığı 700 liranın vergisini ödeyen iş ahlakıyla hayranlık bırakan fakirlerimiz de var.
Mesela ilk 500 liralık mikrokredisini 2005'te alan Saliha Akkoyun 2009'da vergi levhasını almış ve yeşil kartını iade etmiş. Aynı şekilde Yeter Karakuş, Satiye Çelik de öyle. Müthiş öyküler var.
Birkaç hafta önce fakirini girişimci yapamayan oyunu kaybedecek diye bir yazı yazmıştım. Şimdi daha iyi anlıyorum.
Aziz Akgül Türkiye'de 12 milyon insanın yoksulluk sınırında olduğunu söylüyor. Öyleyse mikrokredi müthiş bir seçenek. O nedenle Citibank'ın projesi sayesinde tanıştığım kadınların birkaçının öyküsünü örnek olması için bu sütunlara taşımak istiyorum. Bir sonraki yazımı takip edin lütfen.