Aklımda hâlâ Nokia CEO'su Stephen Elop'un çalışanlara yazdığı ve çok sıra dışı bulduğum mektup var. Elop, yenilikleri yakalamakta geç kaldık derken Apple'ın iPhone ile yakaladığı müthiş başarıya atıfta bulunuyor ve yanan platformun üstündeki şirketi yeniden yapılandırmak için uygulamaya koyacağı yeni bir yol haritasından söz ediyordu.
Geçen son iki yıl tüm dünyanın krizle boğuştuğu yıllardı ama işte bu krizi fırsata çeviremeyenlerin yanında müthiş iyi sonuçlarla hem hissedarın hem de kendi yüzünü güldüren CEO'lar vardı.
Önceki akşam buluştuğum Hugo Boss'un CEO'su Claus-Dietrich Lahrs yukarıda sözünü ettiğim ikinci gruba giren CEO'lardan.
2.5 gün ayırdığı Türkiye'nin, Hugo Boss'un hem satışların da hem de üretiminde çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyor.
Lüks dünyasını en yakından tanıyan isimlerden biri Lahrs. Daha önce yönetiminde bulunduğu iki marka Christian Dior ve Louis Vuitton. "Hugo Boss öyle bir şirket ki tam 80 yıldır aynı işi yapıyor" diyor.
Her ay bir koleksiyon çıkartmaya başlayacak kadar hızlanan bu dünyada Hugo Boss'un müşterilerinin beklentisi doğrultusunda farklı bir yol izlemeye devam edeceğini anlıyorum CEO'nun konuşmasından.
2010 yılını 1.7 milyar euro satış ile kapatan ve daha da önemlisi net gelirini 189 milyon euroya taşıyan Lahrs kendinden, yaptığı işten çok emin. Hugo Boss'un 2 milyondan fazla takım elbise satarak erkek giyiminde dünya lideri olduğu söyleniyor.
Peki CEO kriz yıllarında neyi doğru yaptı ki böylesi bir sonuca ulaştı?
"Her şeyden önce çok iyi bir takımım var ve doğru soruları sordum. Sorular iyi olunca ve ekibin de iyiyse, doğru cevapları alıyorsun" diyen Lahrs, krizde pazardaki pozisyonlarını güçlü tutmaya çok önem verdiklerini ve kriz bitince de güçlendiklerini söylüyor.
Dünyada yaşanan krizlerle ilgili de ilginç tespitlerde bulunuyor CEO Lahrs. Diyor ki krizler artık sürekli olacak. Çünkü dünya birbirine çok daha fazla bağlı. "Oh sonunda şu krizde bitti" deme lüksümüz kalmadı. Dünyanın bir ucundaki kriz anında diğer tarafı da etkiliyor. Farkındaysanız yaşanan hiçbir kriz de birbirine benzerlik göstermiyor ve de krizden çıkışlar da çok farklı oluyor. İşte biz buna hazırlıklıyız.