Sözü bankacılıktan açmışken devam edeyim. Bankacılık sektörü ne kadar büyük gelişme gösterirse göstersin hala bu ülkede banka hesabı olmayan yüz binler olduğunu biliyoruz. Zaten o yüzden yabancı bankalar için Türkiye müthiş bir potansiyel. Hepsi Anadolu'nun büyük potansiyeline talip.
Peki bunun için ne yapıyorlar? Bir bankacı arkadaşım geçenlerde anlatmıştı. Türkler hâlâ bankadan içeri girip de çalışanlara bir şey sormaya, paraları ve borçları hakkında konuşmaya çekiniyor. Banka memurundan azar işitebilecekleri korkusunu yenemeyenler var bu ülkede. Oysaki servis sektörü! Karşısındakinden iyi servis alma hakkı olduğunun bilincine varsa, yani müşteri kraldır'a içinden kendi inansa her şey farklı olacak.
Olayın ne kadar dramatik olduğunu size şu ilginç anekdotla aktarmak istiyorum. AB ülkeleri euroya geçtiği zaman, Almanya, elinde markı olan herkesin bunları euo ile değiştirmesini istemişti. Kendisi de Alman olan bankacı haber kaynağım, Almanya Merkez Bankası'nın o dönemde Almanya dışında en büyük mark değişiminin gerçekleştiği ülkenin, marklarını yastık altında tutan Türkiye olduğunu açıkladığını hatırlattı. Düşünsenize, o günlerde Türkiye'de yastık altındaki Alman Markı'nın toplam değeri 10 milyar mark civarındaymış ve bu değişim sürecinde epey güçlük yaşanmış.
Peki sizce bu durum şu anda değişti mi? Yani ağırlıklı Anadolu'da olmak üzere Türkiye'de yaşayan insanlar paralarını, altınlarını genelde bankalara mı yatırıyor yoksa hâlâ yastık altında mı tutuyor? Hepimiz biliyoruz ki yastık altında milyarlarca dolar var.
Sanırım güven duygusunu yastık altında bulan halkı, izleyeceği doğru stratejiyle kazananlar, yeni on yılda Anadolu'da büyük başarılara imza atacak.