Adalet Bakanı Sadullah Ergin Hürriyet gazetesine verdiği beyanatta "Çözüm süreci seçimleri rahat geçirme projesi değildir. Geleceğe dönük hukuk altyapısını oluşturuyoruz. Türkiye AB ile müzakere yapan, AİHM'nin yargısını tanımış bir ülke. Türkiye'yi daha yaşanabilir, daha güçlü bir demokrasisi olan, daha özgür ve zengin yapma çabasındayız" demiş.
Sadullah Ergin'i hep takdir ettim. Çünkü o, "ama"ların adamı olmadı. "Ama"ların adamı olmak ne demek...
Basın özgürlüğü vardır ama zülfüyara dokunmamak kaydıyla.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı vardır ama kamu düzeni gerekçesiyle göstericiler örgüt suçlusu olarak tutuklanır.
Herkes eşittir ama Kürtler ana dillerinde eğitim göremez.
Devlet din ve vicdan hürriyetine saygılıdır ama zorunlu din derslerinde hâlâ Sünniliğin ağır bastığı bir eğitim verilir.
Sadullah Ergin'in "ama"larla mücadele eden biri olduğuna inanıyorum. Daha özgür bir Türkiye için adım atılmasını samimiyetle istiyor. Henüz, Türkiye'de "ama"lar yenilgiye uğramış değil. Zira demokratikleşme paketleri kâfi gelmiyor; zihniyet değişikliği gerekiyor.