Uzlaşma Komisyonu, yeni anayasa çalışmalarını sürdürüyor.
Meclis açılınca, üzerinde ittifak sağlanan maddeler oylanabilir.
Böylece, kamuoyuna verilen söz tam olarak yerine getirilmese bile, vaadin bir bölümü karşılanmış olur.
Medyaya, Anayasa Komisyonu'ndaki tartışmalar da yansıyor.
1982 Anayasası'nın ilk 3 maddesinin değiştirilip değiştirilmemesi ihtilaf konusu. AK Parti, "Değiştirilebilir" diyor.
AK Parti'nin Anayasa danışmanı Prof. Yavuz Atar, anayasanın 4'üncü maddesinin kaldırılmasını savunurken, "5 generalin yaptığını değiştiremeyecek miyiz?" diye sormuş.
Malum anayasanın 4'üncü maddesi, ilk 3 maddenin değiştirilmemesini öngörüyor. İlk 3 madde,
"Devletin şeklinin laik, demokratik bir cumhuriyet olduğunu" vurguluyor; "Resmi dil Türkçe'dir; Başkent Ankara'dır; bayrak beyaz ay-yıldızlı al bayraktır. Milli marş İstiklâl Marşı'dır" gibi hükümler de içeriyor.
Cumhuriyetin ilan olduğu günden bu yana bir inceleme yapıldığında, ilk 3 madde sürekli değişmiş. Zaten 1924 Anayasası'nda "Değiştirilemeyecek maddedeler" diye bir hüküm mevcut değil.
Değişmezlik, 1961 Anayasası'nda ilk defa 9'uncu maddeyle yer alıyor. Ama sadece 1'inci maddenin, yani devlet şeklinin değişmezliği kabul ediliyor: "Devlet şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez." Sonra 12 Eylül darbesi gerçekleşiyor.
İlk 3 madde yeniden yazılıyor ve 4'üncü maddeye de "İlk 3 madde değiştirilemez" ibaresi yerleştirilmek suretiyle, Meclis iradesine ipotek konuluyor.
Bence 1961 Anayasası'ndaki değişmezlik hükmüne geri dönülürse orta bir yol bulunabilir. "Devlet şeklinin laik, demokratik bir cumhuriyet olduğu hakkındaki anayasa hükmü değiştirilemez" denilirse, uzlaşma sağlamak mümkün olur.
Zira Türkiye'de çok büyük bir çoğunluk hem cumhuriyete, hem de laiklik ilkelerine bağlı. Laiklik hususundaki tartışma, sadece yorumdan kaynaklanıyor. Laiklik adına, dini değerlere ve dindarlara karşı yürütülen baskıcı faaliyetler, ülkemizde laikliğin münakaşa edilmesine yol açtı.
Bence, "değişmezlik" hükmünden ziyade, üzerinde esas hassasiyetle durulması gereken konu, anayasaya laikliğin doğru bir tarifinin konulmasıdır.