1952 Temmuz'unda gerçekleşen darbeden sonra, Mısır'da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna hep askerler oturdu: Nasır, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek... Hüsnü Mübarek'in, 11 Şubat 2011'de istifa etmesinden sonra, Mısır ilk defa sivil bir cumhurbaşkanına sahip oldu. Mübarek döneminin son Başbakan'ı Ahmet Şefik'e karşı, Müslüman Kardeşler'in adayı Mursi, ikinci turda % 51.7 ile cumhurbaşkanı seçildi. (Haziran 2012) Parlamento seçimlerinin galibi de Müslüman Kardeşler olmuştu. Onların kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi % 37, El Nur Partisi % 27 oy almıştı.
Uzun yıllar yasaklı olan Müslüman Kardeşler'in birinci gelmesi, bazı çevrelerde tedirginlik yarattı. Mursi, seçildikten 1 ay sonra protestolar başladı. Asker, ilk günden itibaren vesayetini güçlendirmeye çalıştı. Yüksek Askeri Konsey, ikinci turda Mursi'nin zaferi belli olur olmaz, cumhurbaşkanının yetkilerini kısan yasal düzenlemeler gerçekleştirdi. Anayasa Mahkemesi de, bağımsız adayların seçilme şeklini anayasaya aykırı buldu; 166 bağımsız milletvekilinin vekilliklerini düşürürken, Parlamento'nun Halk Meclisi kanadını feshetti. Yasama görevini Şûra Meclisi yürütmeye başladı. Anayasayı hazırlayacak Anayasa Komisyonu'nu da Anayasa Mahkemesi lağvetti.
Mursi gücünü toplayınca, Ağustos 2012'de, yetkilerini kısıtlayan anayasal düzenlemeleri iptal etti. Yüksek Askeri Konsey Başkanı ve Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi ile Genelkurmay Başkanı Sami Anan'ı emekliye sevk etti. Onların yerine, Sıtkı Suphi'yi Genelkurmay Başkanı, Abdulfettah Sisi'yi de Savunma Bakanı olarak atadı.
Mursi, Kasım 2012'de, anayasa yazım süreci tıkandığı için, Başkanlık kararnamesiyle bütün yetkileri elinde topladı. Ve muhalefetin itirazlarını dikkate almayan bir anayasa taslağını aralık ayında referanduma sundu. Anayasaya % 65 destek çıkmasına rağmen, referanduma katılım % 30'da kaldı.
Mursi yönetiminin yüksek bir demokratik standarda sahip olmadığı söylenebilir. Ama ne olursa olsun, arkasında sandıktan gelen bir meşruiyet taşımaktadır. Ve hiçbir durum, askeri müdahaleyi haklı gösteremez.
"Ekonomik sıkıntılar aşılamadı; diğer siyasi güçlerle ittifak ve uzlaşma sağlanamadı vs..."
Tahrir'de askeri yönetimi alkışlayan kitleler, başlarına ne büyük bir çorap örüldüğünün farkında değiller.
Türkiye, o karanlık dönemleri yaşadı ve çok şükür geride bıraktı.
Türk halkı, her askeri müdahaleden sonra, işlerin daha kötüye gittiğini bizzat müşahede etti. Mursi başaramadıysa, Genelkurmay Başkanı Abdulfettah Sisi daha mı başarılı olacak? Mursi özgürlüklere yeterince saygı göstermediyse, Abdulfettah Sisi daha mı demokratik davranacak?
Tutuklamalar, gazete kapatmalar şimdiden başladı. Ne yazık ki, devrim, darbeye tosladı.