4. yargı paketinde değiştirilmesi gereken bazı hususlar mevcut.
Bu aynı zamanda, barış sürecinde, "güven arttırıcı önlemler" gibi değerlendirilecektir.
AK Parti'nin, BDP'nin tekliflerinin hiç değilse bir kısmını dikkate alıp, icap eden düzenlemeleri gerçekleştirmesi gerekir. Bu şekilde, silâhla ve terörle ilgisi olmamakla birlikte, terör örgütü üyesi muamelesi gören KCK tutuklularının bir bölümünün de serbest kalması sağlanacaktır.
BDP, Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinin 6'ncı ve 8'inci fıkralarının tamamen kaldırılmasını teklif ediyor.
6'ncı fıkra, "Örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına" suç işleyen kişiyi, ayrıca "örgüte üye olmaktan" dolayı cezalandırıyor. 8'inci fıkra ise, örgüt veya amacının propagandasını yapan şahıslara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası veriyor.
4. yargı paketi, propagandanın, ancak, cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri meşru gösteriyorsa suç sayılması yönünde bir iyileştirme getirdi. BDP ise, 8'inci fıkranın tamamen kaldırılmasını talep ediyor.
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 2'nci maddesinin son fıkrası, terör örgütüne mensup olmasa dahi, örgüt adına suç işleyenleri terör suçlusu addediyor ve örgüt üyesi gibi cezalandırıyor. BDP bu fıkranın kaldırılmasını teklif ediyor.
TMK'nın 6'ncı maddesinin 2'nci fıkrası, propaganda suçunu düzenliyor.
4. yargı paketi, propagandanın suç sayılması için, cebir, tehdit ve şiddet unsurlarını ilave etti. BDP'nin teklifi ise şöyle: "Açıkça şiddeti ve şiddet yöntemlerini savunmak suretiyle, terör örgütünün propagandasını yapan kişi, bu fiilin toplumda açık ve yakın bir tehlike yaratması halinde cezalandırılır."
"Açık ve yakın tehlike" ibaresinin de, BDP tarafından fıkraya eklenmek istendiğini görüyoruz. Ama asıl önemlisi, kolayca istismara yol açabilecek bazı fıkraların maddeden çıkarılması talebidir. 4. yargı paketinde, "terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem ve işaretlerin taşınması, slogan atılması, ses cihazlarıyla yayın yapılması, üzerinde örgüte ait amblem ve işaretlerin bulunduğu üniformanın giyilmesi" suç olmaya devam ediyor. Böylece bir rengi üzerinde bulundurmak, müzik yayını yapmak, marş veya şarkı söylemek gene propaganda suçu sayılacak.
Propagandada, cebir ve şiddet unsuru ön plana çıkarılmasına rağmen, mahkemelere geniş takdir hakkı bırakıldığı için, kişilerin kolayca "örgüt üyesi" muamelesi görmeleri engellenemeyebilir.
BDP'nin, Milletvekili Seçimi ve Siyasi Partiler kanunlarında da, 2 değişiklik teklifi var. Bunlardan biri, ülke barajının % 3'e düşürülmesi veya % 10 muhafaza ediliyorsa, ülke genelinde toplam 5 seçim çevresinde birinci çıkan partilerin, ülke barajını geçmiş sayılmaları.
BDP, Hazine desteğinden yararlanamıyor.
Bu konudaki önerisi şöyle: "Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların % 1'den fazlasını alan partilere devlet yardımı yapılır. TBMM'de grubu bulunan ancak devlet yardımı almayan siyasi partilere, son genel seçimlerde % 3 oy almış gibi devlet yardımı yapılır."
Bakalım önümüzdeki haftalarda bu taleplerden hangileri yerine getirilecek?
Barış sürecinin sağlıklı yürümesi için, TBMM'nin de bazı adımları atması gerekiyor.