Sınırımızdan atılan top mermilerinin Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde 5 can alması, Türkiye'yi karıştırdı. Zaten PKK terör eylemlerinin artması yüzünden Suriye politikalarımız halk nezdinde büyük destek görmüyordu. Bir de, bu facia eklendi. Tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse, AK Parti hükümetinin bu kadar angaje olması, ülke güvenliğini tehdit eden bir sonuç doğurdu. "Esad gider" hesabı tutmadı.
Tabii ki çözüm savaş değil. Hükümet de, uluslararası kuruluşlarla ve ilgili devletlerle temas ediyor; bir hal çaresi arıyor. Suriye tezkeresi Meclis'ten geçti. Anayasanın 92. maddesine dayanarak, iktidar, hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla, TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi konusunda yetki aldı. Bu yetkinin sadece Suriye'ye gözdağı verme mertebesinde kalmasını, tampon bölge oluşturma aşamasına gelmemesini temenni ediyorum. Tecrübeli diplomatlar, bir tampon bölge kurmak için, hava sahasının uçuşa kapanması, bunu sağlamak amacıyla da, Suriye'nin hava güçlerinin etkisiz haline getirilmesi gereğini hatırlatıyorlar. Bu da tabii ki, iki ülkeyi savaşa sokmaktan başka bir işe yaramaz.
Uçağımız düşürüldüğü zaman ne yapıldıysa daha fazlasının yapılacağını sanmıyorum. Suriye topraklarına yönelik bir misilleme gerçekleşti; herhalde o noktada durulacak.
Öte yandan, Irak hükümetiyle ilişkilerimiz bozulduğu için, Bağdat yönetimi de, 1996'dan beri Kuzey Irak'ta bulundurduğumuz 1200 kişilik askeri gücü çekmemizi talep etti. Sınır ötesi operasyonların da, Irak toprak bütünlüğüne karşı bir tavır olduğunu açıkladı.
CHP'li Muharrem İnce'nin kara mizah mahiyetindeki şu cümlesine katılıyorum: "Türkiye komşularla sıfır sorun politikasından, sıfır komşu politikasına gelmiştir."
Acı ama gerçek.