28 Şubat'tan hesap sorulurken, yargılamanın dar kapsamlı tutulması talebimiz, o dönem kader birliği yaptığımız bazı meslektaşlarımız tarafından anlaşılmıyor. "Kana kan, intikam" desek, çok sevinecekler. Öte yandan, 28 Şubat çilesini yaşamış olan başka yazarların da, benimle aynı çizgide olması memnuniyet verici. Taha Akyol, Mehmet Barlas, Ahmet Kekeç, Ali Bayramoğlu, Mustafa Ünal, dün, soruşturmanın medya sektörüne uzanması konusunda uyarılarda bulunmuşlar ve özen gösterilmesinin şart olduğunu hatırlatmışlar.
28 Şubat'ı gerçekleştirenlerden hesap sorulmasının amacı üzerinde durursak, bu ikazın gerekçesi de anlaşılır. Amaç "Men dakka dukka" değil. "Sen yaptın; misliyle sana iade ediyorum" anlayışı yanlış. Hedef, hesap sormak suretiyle caydırıcı olmak. Bundan sonra böyle bir işe tevessül edenlerin önünü kesmek. "Rejimin bekçisi asker değildir. Bu gibi peşin kabuller, demokrasiye sığmaz" düşüncesini yerleştirmek.
Gelişmeleri bu çerçevede değerlendirdiğimizde, davanın özenle yürütülmesinin önemi bir kere daha ortaya çıkıyor. 28 Şubat davası, arkasındaki kamuoyu desteğini kaybetmemeli.