Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okul öncesi eğitimin olabildiğince erkene alınmasını, meslek seçiminin ise, mümkün olduğu kadar ileriki bir yaşa atılmasını savunuyordu.
4+4+4'te, bu görüşün zıttı olan düzenlemelere rastlıyoruz. "Eğitim Reformu" teklifinde, okul öncesi eğitim yok. (Bununla beraber, ilköğretime başlama yaşı 5'e çekiliyor. Bırakınız işin pedagojik tarafını, maddi imkânsızlıklarla nasıl baş edilecek? Her yıl ilkokula 1 milyon 300 bin kişi başlıyor. Yaş 5'e indirildiğinde, o yıl ilköğretime gidecek 2 milyon 600 bin çocuğun ihtiyacını nasıl karşılayacaksınız?) AK Partili milletvekillerinin imzasıyla gündeme gelen 4+4+4,Milli Eğitim Bakanı'na danışılmadan hazırlanmış olacak ki, çıraklık yaşını İLO sözleşmesine aykırı olarak 11'e indiriyordu; bakanın müdahalesi sonucunda gene 14'e çıkarıldı. Ayrıca, Dinçer'in girişimiyle, ilk 4 yıldan sonra değil, ilk 8 yıldan sonra açık öğretim imkânı getirildi. Ömer Dinçer, "Yönlendirme olmaz, ancak ikinci 4 yılda bilgilendirme olabilir" diye konuşuyor. Oysa "Eğitim Reformu"na bakıyorsunuz, açıkça, yönlendirmeden söz ediyor: "Öğrencilerin ilgi ve beceri alanlarını küçük yaşlardan itibaren tespit ederek, orta öğrenim aşamasında başarılı olabilecekleri meslek dallarının temel bilgileriyle donatmak... 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve orta öğretime hazırlık eğitimi..."
Yönlendirmeyle bilgilendirme arasındaki farkı söyleyeyim: a) Yönlendirme, kabiliyetini tespit edip, çocuğu, başarılı olabileceği bir meslek dalına yönlendiriyor. b) Bilgilendirme, çocuğa, kabiliyetini sınayabileceği seçenekler veriyor. Becerilerini ortaya çıkaracak laboratuar ya da sosyal ortamlar yaratıyor.
Uzmanlar, artık sanayi değil, bilgi ve teknoloji çağında olduğumuzu söylüyorlar. Her an bilmediğimiz meslekler gelişebiliyor.
Dolayısıyla, gençlere, farklı mesleklere geçiş yapabilecekleri esnek bir eğitimin şart olduğunu vurguluyorlar.