Türkiye, yılın üçüncü çeyreğinde de büyüdü. Üçüncü çeyrekte, %8.2 ile büyümede, Çin'den sonra dünya ikincisi oldu. Dün sabah, tesadüfen CNN Türk'ü açtığımda ne göreyim! Sevgili Ayşenur Aslan'da bir gayret, pir gayret... Hasan Cemal'e büyümenin gerçek olmadığını kabul ettirmeye çalışıyor. Dayanağı da, Türkiye'nin "satın alma" gücü açısından Avrupa'da 30. sırada bulunması. Dünyanın en zengin ülkeleri Avrupa'da. Ve Türkiye, öteden beri, sadece satın alma gücü açısından değil, milli gelirde de onların çok altında. Ama bu durum, AK Parti iktidarı döneminde, fert başına milli gelirin, 3 kat artışla, 3 bin 500 dolardan 10 bin doların üzerine çıktığı gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Beni en çok üzen, yarım bilgi ve kulaktan dolma sloganlarla muhalefet yapılması. Bu tavır, halkın gerçeklere ulaşmasını engellediği gibi, iktidarı, bazı konularda haksızken haklı duruma da getiriyor. Mesela, sendikal hakların kısıtlı olduğunu, milli gelirden en fazla pay alanla en az pay alan arasındaki mesafenin arttığını, cari açık yüzünden doların giderek değer kazandığını ve Merkez Bankası'nın gelişmeleri kontrol edemediğini, gösterilere katılan öğrencilerin örgüt suçundan dolayı tutuklandığını, aylarca cezaevinde kaldığını söyleyebiliriz. Eleştirilecek onlarca konu var. Ama "Türkiye aslında büyümedi" demek, 2002-2011 arasındaki gelişmeyi ortadan kaldırmıyor; sadece bu iddiaların sahibinin inandırıcılığını ortadan kaldırıyor.
"Onlar ki lâf ile verir dünyaya nizamat Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde" Ziya Paşa