21 Kasım'da çeşitli üniversitelerin tıpla ilgilenen öğretim üyeleri bir yürüyüş yaptı. Tam Gün Yasası yüzünden uğradıkları mağduriyeti protesto ettiler. Hükümet, 26 Ağustos 2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname'yle, profesör ve doçentlerin muayenehane açtıkları takdirde, sadece ders verebileceklerini, üniversiteye bağlı hastanelerde hasta bakıp, ameliyat yapamayacaklarını kararlaştırdı. Daha önce, Tam Gün Yasası'nı bozan Anayasa Mahkemesi, öğretim üyelerinin mesai saatinden sonra muayenehanelerinde hasta bakabilecekleri hükmünü vermişti. 26 Ağustos tarihli Kanun Hükmündeki Kararname'yle, bu hak yeniden sınırlanmış oldu.
Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde üniversite hastanelerinde sıkıntılar yaşanıyor. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre bütün üniversite hastanelerinde 12 bin 993 hekim çalışıyor ve bunun sadece 630'unun muayenehanesi varsa da, Kanun Hükmünde Kararname çıktıktan sonra birçok üniversite hastanesi deneyimli hocalarını elinden kaçırdı. Keşke, Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler için Tam Gün uygulaması yapılırken, farklı bir misyonu olan üniversite dışarıda bırakılsaydı. Yetiştirilmesi uzun zaman alan öğretim üyelerinin kaybı, üniversite hastanelerinin de seviyesini düşürecektir. Şöyle bir seçenekle karşı karşıya bırakılıyorlar: "Ya Tam Gün'ü tercih et ve döner sermayeyle birlikte 5-6 bin liraya talim et. Ya da, hastaya el sürme; ameliyat yapma."
Oysa bir öğretim üyesi uygulamalı olarak dersi anlatmalı. Tam Gün ile üniversite hastanelerinin sıradan bir sağlık kurumu haline dönüştüğü ileri sürülüyor. Doktor sadece ders verilerek yetiştirilmez. Öyle olsaydı, açık öğretimle gençler tıptan mezun edilirlerdi. Hasta başında eğitim ve ameliyat, eğitimin önemli bir parçasıdır.
Genel olarak doktorların bir bölümünün mutsuz olduğunu söyleyebilirim. Hükümet, sağlık meselesinde sosyal ağırlıklı bir düzenleme getirdi; her geçen gün bunu pekiştiriyor. Doktorları tam gün çalışmaya zorluyor; ağır şartlar koyarak muayenehane açmalarını engelliyor; aynı zamanda özel hastanelere de, her branş için, doktor kontenjanları getirdi. Hastane talep etse dahi, kontenjanları arttırmıyor.
Bir doktor kolay yetişmez. Sağlıkta reform yapıp, dar gelirlilere daha geniş imkânlar açalım derken, elimizdeki beyin gücünü biraz daha hoş tutmaya da gayret etmeliyiz diye düşünüyorum.