Mutlaka düzeltilmesi gereken maddeler arasında Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7'nci maddesinin ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220'nci maddesinin 7 ilâ 8'inci fıkralarını sayabiliriz.
TMK, "terör örgütünün propagandasını yapan" kişiyi cezalandırıyor. Propaganda, basın yayın yoluyla olduğu kadar, toplantı ve gösteri yürüyüşleri şeklinde de olabiliyor. Uygulamada, "Sayın Öcalan" demek bile, bu suç kapsamına giriyor. Ya da PKK'nın savunduğu bir görüşü, hiç ilişkisi olmamakla birlikte bir başkası da seslendirdiğinde, örgüt üyesi muamelesi görüyor.
2007'de Hatip Dicle, "Ordunun operasyonları durmadığı takdirde, onlar da meşru müdafaa haklarını kullanırlar" demişti. TMK 7'den mahkûmiyet aldı. Konuşmasının tümüne baktığınızda, şiddeti övmüyor ya da teşvik etmiyor. Sadece, bu durumda barışın bozulabileceğini ifade ediyor ve bundan dolayı üzüntü duyacağını söylüyor. Ama milletvekilliğine mal olacak şekilde hüküm giydi.
TCK 220/8'de de, terör örgütünün veya amacının propagandasını yapmak suç. TCK 220/7'nci fıkrada ise, örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgüte bilerek veya isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılıyor.
Bu maddelerin, özgürlükleri sınırlayacak biçimde istismara açık olduğu ortada. BDP'lilerle yaptığımız toplantıda, bize TMK 7 ile TCK 220 ve 314'üncü maddelerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylediler.