Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde ormanlık arazide 13 askerimizin şehit düşmesi üzerine, farklı yorumlar yapıldı. Kimisi, kaçırılan 2 asker ve bir sağlık memurunun bulunması için, niçin Heronların devreye girmediğini sordu. Ayrıca, Heronlar neden sızan PKK'lı grubu daha önceden tespit edememiş, hiçbir istihbarat alınamamıştı? Bir gün önce, 13 Temmuz'da Hazro İlçe Jandarma karakoluna PKK'lılar roketle saldırdığına göre, onların bölgede mevcudiyeti biliniyordu; neden daha tedbirli davranılmadı? Gazetelerde, arama faaliyetine giren askerlerin 4 gündür arazide oldukları, yoruldukları anlatılıyor ve niçin bu görevin profesyonel birliklere verilmediği de soruluyordu.
Milliyet'ten Fikret Bilâ, Genelkurmay Başkanlığı'na, profesyonel askerin neden kullanılmadığını sormuş. Cevap o kadar karışık ki... Belki bu yüzden tatmin olamadım. Açıklamaya göre, "Profesyonel askerlerden oluşan 6 iç güvenlik tugayından sadece biri Jandarma bünyesinde bulunuyormuş. Kırsal alanda Jandarma yetkili olduğu için, tugaydan değil, alaydan, normal askerliğini yapan personel araziye gönderilmiş." Tabii Fikret Bilâ hemen tatmin olmuş. Diyor ki: "Kalem erbabı, dağdaki komutanlardan daha mı iyi bilir bu işleri?"
Oysa, neden Kara Kuvvetleri bünyesindeki tugayın görevlendirilmediği açıklanmıyor. Ya da Özel Harp bünyesinden profesyonel askerlerin, kayıpları bulmak amacıyla bölgeye gönderilmemesinin sebebi izah edilmiyor. Sadece "Kırsal alanda yetkili Jandarma'dadır. Onun da emrinde sadece tek bir iç güvenlik tugayı vardır" cevabı veriliyor.
Tatmin olmamızın sebebi, Genelkurmay'ın, geçmişte olayların üzerini örtme çabaları. Jitem bünyesinde işlenen cinayetler; Dağlıca ya da Aktütün baskınlarıyla ilgili rivayetler... Heron konusundaki medyaya da yansıyan ses kayıtları: "Heronların iyi tespit yapması sebebiyle ADAMLARIM ağır zayiat verdi. Ya uçakların koordinatlarını değiştirin, ya da düşürün."
Bence kalem erbabı, komutan kadar bilmese de, bu işleri kurcalamakla iyi ediyor