YARSAV'ın, yargı camiasındaki etkisinin sınırlı olduğu ortaya çıktı. Bazı Danıştay ve Yargıtay üyeleri, YARSAV adayları için gayret sarf etti ama listedeki isimlerin ortalama oyu ancak % 17'ye ulaşabildi. Bu durum, hâkim ve savcıların büyük çoğunluğunun, Yüksek Yargı'nın uygulamasından hoşnut olmadığını gösterdi: Yargıtay ve Danıştay'a tepki... HSYK'ya tepki... YARSAV'a tepki...
Demokrat Yargı Derneği, henüz örgütlenmeye fırsat bulamamıştı. Bu yüzden, derneğin adaylarının oyu % 1 mertebesinde kaldı.
Anayasanın 140. maddesine göre, hâkim ve savcı olup da, Adalet Bakanlığı bünyesinde idari görevde bulunanlar, bütün hâkim ve savcılara tanınan her türlü haktan yararlanıyor. Dolayısıyla, bakanlık bürokratlarından 4'ü, HSYK seçimlerine katıldı; 2'si (Orhan Sungur, Abidin Çelik) YARSAV listesinde yer aldı. Eski HSYK'da da, bakanlık bürokrasisinden gelen 3 isim vardı: Ali Suat Ertosun, Suna Türkoğlu, Orhan Cem Erbük.
Adalet Bakanlığı hizmetinde çalışan hâkim ve savcılar, Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine de geçebiliyor. Nitekim 2010'da, Hüseyin Yıldırım ve Hüsnü Uğurlu, 14 yıl bakanlıkta hizmet ettikten sonra Yargıtay üyesi oldu. Kimse sesini çıkarmadı.
Anayasanın 140. maddesi değiştirilerek, bürokrasiden, Yargıtay'a, Danıştay'a ya da HSYK'ya geçmek engellenirse, o zaman da, bürokratlar, bakan karşısında bağımsızlıklarını tamamen kaybetmez mi?