Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, gene AK Parti'ye bir hayat öpücüğü verdi. Bu açıklamayı, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi'nin "Yargıtay Başsavcısı uyarı görevini yaptı" diye değerlendirmesi, ikinci hayat öpücüğüydü. Gerçi Başsavcı, mevcut Anayasa Mahkemesi kararıyla, bu kararı Sözleşme'ye aykırı bulmayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını hatırlattı ve Yasama organının, yargı kararlarına uymak zorunda olduğunu söyledi; malumu ilâm etti ama, konuşmasının sonunda bir de tehdit mevcuttu: "...Bundan sonraki siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki sorumlulukların, tüm siyasi partilere ait olacağı, üstün değerler taşıyan, objektif ve tarafsız düşünen, hukuk devletine bağlı yüce Türk milletinin bilgisi dahilindedir.'' Başsavcı, bu cümleyle, partiler hakkında kapatma davası başlatabileceği işaretini veriyor, aba altından sopa gösteriyordu. Çok güzel! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türbanı ben çözerim" lâfından ve BDP ile MHP'nin de, türban sorununun halline katkı sağlayacakları şeklindeki söyleminden yola çıkarak, bence, parlamentodaki bütün siyasi partiler hakkında kapatma davası açıversin. Böylece takke düşsün, kel görünsün. Türkiye'de laikliğin köhnemiş yorumuna dayanarak, bazı Yüksek Yargı mensuplarının neler yapabileceğini cümle âlem görsün.