Demokratik açılım, toplumda büyük heyecan yarattı. Gelişmelere, bugün soğuk bakan CHP'nin, hatta MHP'nin, eninde sonunda, daha ılımlı bir tavır takınacağını sanıyorum. Bu iki parti, değişime direnirken, önümüzdeki seçimlerde, oy oranlarını koruma amacını gütseler bile, bu hedefe ulaşamama ihtimalleri her zaman mevcut. Çünkü CHP tabanından çatlak sesler yükseliyor. Deniz Baykal'ın, sosyal demokrasinin gereğini yerine getirmediğini söyleyenlerin sayısı hayli fazla. İşte, Zülfü Livaneli ve eski Adalet Bakanı Mehmet Moğultay örnekleri.
Aslına bakarsanız, MHP tabanının bir kısmı da "reddiyeci" tutumu benimsemiyor. Bu tabanın hislerine daima tercüman olan bir isim, Rauf Tamer, Posta'da şunları yazıyor: "...Bu açılım hedefe varırsa size rağmen... Peki iyi mi bu? Eğer hedefe varmazsa sizin yüzünüzden... İyi mi bu? İkisi de kötü. Ben bu açılıma destek verenlerdenim. Öyleyse ben vatan haini miyim? Ülkeyi bölmek isteyenlerden miyim?.. Rengim, sicilim, soyum, sopum hepsi belli. Üstelik bölücü terörün pusularından şansa kurtulmuş biriyim ben. İşte bu kimlikle açılıma destek veriyorum." (13 Ağustos 2009-Posta)
AK Parti, 2005'e kadar, demokratikleşme hususunda önemli adımlar atmıştı. Bugün, yeni hamlelerin eşiğinde. Ve bence, özellikle CHP, bu kervana katılma hususunda uzun süre direnemeyecektir.