Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Kürt sorununun çözümüne yönelik tedbirler arasında "Ne mutlu Türküm diyene" yazılarının silinmesini de öngördüğü belirtiliyor.
27 Nisan 2007 tarihli emuhtıra içinde, buna ilişkin önemli bir cümle vardı ama diğer konular arasında pek ortaya çıkıp tartışılmadı. Söz konusu muhtıranın bir yerinde aynen şöyle deniliyordu: "Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk'ün, 'Ne mutlu Türküm diyene' anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır." 27 Nisan muhtırasında, bu sözlerle Abdullah Gül'ün hedef alındığı çok açıktı. Çünkü Gül, 19 Aralık 1992'de, Ankara'da düzenlenen, Türkiye'de Gönüllü Kültür Teşekkülleri 3. İstişare toplantısında "Ne mutlu Türküm diyene lâfını tutup her yere yaza yaza aslında Türkiye ilkel bir hale dönmüştür" demişti. Demek "devlet" unutmuyor; bu cümleyi kayda geçirenler, 2007'de, muhtıra içine koymayı ihmal etmediler.
Cumhurbaşkanı Gül'ün son önerileri arasında, Kürt kökenli vatandaşlarımızın pek çoğunu rahatsız eden bu ibarenin kaldırılması olduğunu gazetelerden okuyunca, aklıma, 27 Nisan muhtırası düşüverdi. Muhtırayı, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt kaleme aldığına göre, ondan, gelişmeleri yorumlamasını istemek lâzım. Ülkeye barış gelsin amacıyla, uzlaşma adına atılan adımlar, acaba bazı mihraklarda "Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanları harekete geçti" diye mi yorumlanıyor?