Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, "kayıp trilyon" davası münasebetiyle Abdullah Gül'ün peşine düştü. Anayasada, bakanlar ve milletvekilleri gibi, cumhurbaşkanı için açık bir dokunulmazlık hükmünün bulunmamasından yola çıkarak ve cumhurbaşkanlarının ancak vatana ihanetten yargılanabileceği gerçeğini de göz ardı ederek, Abdullah Gül'den "şüpheli" diye söz ediyor mahkeme. Amaç, üzüm yemek değil, bağcı dövmek. Zaten, Çankaya'dan yapılan açıklamada da, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararının iyi niyetten yoksun olduğunun altı çizildi.
Abdullah Gül, ısrarla dokunulmazlığının kaldırılmasını istemişti. Kayıp trilyon davasında, sadece, Necmettin Erbakan, mali işlerden sorumlu görülen Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak ile bazı il başkanlarının haricinde herkes beraat etmişti. Şevket Kazan, Ahmet Tekdal, Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak gibi, Abdullah Gül ile aynı konumda olanlar, hiçbir ceza almamıştı. Ayrıca, Hazine'nin açtığı alacak davasında, Abdullah Gül'ün mal varlığına tedbir konulmuş, ancak, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gül'ün Hazine'nin zararından sorumlu olmadığı kararını vermişti.
Ama dedik ya, gene bir yerlerde kazanlar kaynatılıyor; tuzaklar kuruluyor. Gerginlik ve kutuplaşma yaratacak yeni yeni konular üretiliyor.