Tempo24'te çıkan günlüklerin Mustafa Balbay'a ait olup olmadıkları hususunda şüphe duyanlar var. Bir ara, Özden Örnek günlüklerinin de sahici olup olmadığı tartışılmıştı. Örnek, önce ağzından "Ben bunları silmiştim nasıl meydana çıktı?" mealinde sözler kaçırmış, sonra "Bana ait değil, düzmece" deyivermişti. Bilemiyorum Mustafa Balbay aynı yöntemi dener mi? Gazeteye yansıyan ufak tefek haberlere göre, tahminimizce, Balbay, günlükleri kabul etti ama "notları kitap yazmak üzere tuttuğunu" söyledi. Bence de kitap yazacaktı, ama darbe olduktan sonra, ülkeyi aydınlığa çıkaran başarılı medya mensubu kimliğiyle yazacaktı.
Darbe günlüklerinin Balbay'a ait olup olmadığına hâlâ karar veremeyenler, aklıma şu meşhur hikâyeyi getirdi:
Adam şüphelendiği karısını takip etmesi için dedektif tutmuş. Dedektif bir süre sonra fotoğraflar ve önemli bilgilerle gelmiş. Anlatmaya başlamış:
- Karınız şu saatte evden çıktı. Kahvehanede bir erkekle buluştu. Bir süre sohbet ettiler... Sonra aynı arabaya bindiler... Araba bir evin önünde durdu. Arabadan inip, eve girdiler. Takip ettim. Adam, 8 numaralı dairenin kapısını anahtarıyla açtı ve eşinizi içeriye buyur etti. Hemen dışarıya fırladım, gözetlemeye başladım. Salonda bir süre dinlendiler, bilahare yatak odasına geçtiler...
- Ya sonra ne oldu?
- Sonrasını göremedim; zira yatak odasının perdesini kapattılar.
Adam öfkeyle, dedektife bağırmış.
- Oldu mu ya... Tam emin olacaktık. Ama sen, eksik delille karşıma çıkıyorsun. Aldattı mı karım, beni aldatmadı mı, gene bilemiyorum.
"Azıcık hamile bir demokrasiyi" içine sindirenler açısından şüphe devam ediyor.