Herhalde, Ergenekon savcıları, tanık sıfatıyla, Hilmi Özkök'ü de dinleyecekler. Bence Özkök, artık bildiklerini anlatmalı. "Farkındaydı da niçin önlem almadı?" diyenler mutlaka çıkacaktır. Ama Türkiye gibi darbe cenneti bir ülkede, üstelik Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in direneceğini bile bile, Hilmi Özkök kolayca harekete geçemezdi. Ateşi söndürmekle iktifa etti. Bundan sonra işler daha kolay. Köşk'te, Sezer değil, Abdullah Gül oturuyor. Çizgi dışı hareketler görüldü mü, yanlış yapanı emekliye sevk etmek, problem değil. Özkök'ün beyanları, hâlâ kuşku duyanların da zihninden şüpheleri silecek, yargının elini güçlendirecektir.
Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın da mutlaka çok bildiği var. O, "Sarıkız" darbesinin planlandığı dönemde, (2003-2004) Genelkurmay 2. Başkanı'ydı. Ayrıca, 2007'de, cumhurbaşkanının seçimi sırasında Genelkurmay Başkanı'ydı; 12 Nisan 2007'de, istediği cumhurbaşkanının özelliklerini tarif eden bir konuşma yaptı; daha sonra 27 Nisan muhtırası verildi. Bu muhtırayı, kerhen de olsa destekledi. Kanaatimiz o ki, Hilmi Özkök kadar sağlam duramamış ama darbecilerle, neticeye götürecek bir işbirliği yapmaktan da kaçınmıştır. Aslında, askerin siyasete müdahalesinde geri adım, 22 Temmuz seçimleri sayesinde atılmıştır. AK Parti'ye yüzde 47 oy çıkınca, darbe hevesleri sönmüştür ama bence AK Parti'nin kapatma davasının ardında da, gene, bu "cin fikirler" yer almaktadır.
O devrin tanığı olan askerler, çıksın konuşsun, savcıya bildiklerini anlatsınlar. Bu şekilde, demokrasimizin irtifa kazanmasına katkıda bulunmuş olurlar.