"Bencil" yalnız olarak doğmuştu. Sadece kendini düşündüğü için, yalnızlığının pek farkına da varmıyordu. Derken "Şefkat" ve "Sevgi" ile tanıştı. Yeni arkadaşları onu kollarına aldılar, giydirip ısıttılar, karnını doyurdular, şarkılar söyleyip uyuttular. Daha sonra Bencil için eğitim faslı başladı. Diğer bencillerle zamanını geçirdikçe "Neşe"yi ve "Paylaşma"yı öğrendi. "Mutluluk" diye bir şeyden söz ediliyordu. Dayamadı bir gün sordu eğitime: "Nedir mutluluk?"
- Mutluluk senin içinde. Yeter ki onu hisset, öyle bir hisset ki çevrendekilere de yayılsın.
Ve Bencil, o anda içinde mutluluğu hissetti, sımsıcaktı ve hiç de sandığı kadar uzakta değildi. Eğitim, Bencil ile vedalaşırken ona dedi ki: "Artık seninle işim bitti. Seni hayatın kollarına atıyorum. Sana insan diyeceğiz bundan sonra."
Bencillikten kurtulup, mutluluğumuzu, sevgimizi, şefkatimizi paylaştığımız zaman insan olduğumuzu unutmayalım.
(Ahmet Oskay'a teşekkürler)