Oscar'a, çeşitli dallarda aday birçok film Türkiye'de vizyona girdi. Bunlardan ikisini seyrettim. Şiddetle tavsiye ederim. Biri, başrolünü Angelina Jolie'nin oynadığı "Sahtekâr"; diğeri, eşi Brad Pitt'in şahane bir oyun sergilediği "Benjamin Button'ın tuhaf hikâyesi"... Oscar'da, her ikisinin de ödül almasına hiç şaşırmam.
Angelina Jolie, oğlu kaçırılan ve hayatını onu bulmak uğruna feda eden, hiçbir zaman ümidini kaybetmeyen bir anneyi canlandırıyor. Filmi çekerken kendisi de etkilenmiş. Bu yüzden, müstesna bir oyun oynuyor ve seyirciyi tam yüreğinden yakalıyor.
Brad Pitt'in canlandırdığı Benjamin Button, yaşlı doğan ve giderek gençleşen biri. Bu film, Amerikan edebiyatının ünlü yazarlarından Scott Fitzgerald'in bir eserinden alınarak sinemaya uyarlanmış. "Hayata yaşlı başlayıp, gençleşmek güzel olur" diye sakın düşünmeyin. Herkese ters giden bir akış içinde, mutluluğu yakalamak güç olduğu kadar, çevrenizdekileri de bedbaht ediyorsunuz. Can Yücel'in hayal ettiği gibi, musalla taşında uyanıp, ana rahminde ömrün bitmesi hiç de hoş değil. Filmde, anlatılmak istenen, zamanın durdurulamayan akışı. Bize kazandırdıkları ve bizden alıp götürdükleriyle, ömür gelip geçiyor. Ve siz bunu, yüreğinizin derinliklerinde, bütün çıplaklığıyla hissediyorsunuz. Etkileyici bir film; herkese tavsiye ederim.
Hayli seyirci toplayacak iki Türk filmi de gösterime giriyor. Bunlardan biri, "Recep İvedik 2" Fragmanlarını seyrettim. Bu defa, senaryoda çok daha az küfür olduğunu tahmin ediyorum. Hiç değilse fragmanlarında belden aşağı, incitici bir üslûp yoktu. Ve sinema salonunda herkes esprilere kahkahalarla gülüyordu.
Diğeri, Mahsun Kırmızıgül'ün "Güneşi Gördüm" isimli filmi. Etnik ayrılıkların dışında, kardeşliği destekleyen, insan olmanın sevgi beslemek için yeterli sayılması gerektiği mesajını veren bir eser olacağı izlenimini edindim fragmanlardan. Merakla bekliyorum.
Bu arada, Ali Poyrazoğlu'nun "İyi Günde, Kötü Günde" isimli tiyatro oyununu da tavsiye ederim. Güzel bir komedi. Hem Ali Poyrazoğlu, hem Nilgün Belgün değerli iki sanatçı. Eser öyle düşündürücü ve derin anlamlar taşımıyor ama, gene de evliliğe ilişkin bir mesajı var. Poyrazoğlu'nun bütün oyunları kapalı gişe. Benim gittiğim gün de salon tıklım tıklım doluydu. Ali, halkın nabzını yakalamasını iyi biliyor.