Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Ergenekon, Susurluk değil

İbrahim Şahin, Susurluk ile Ergenekon arasındaki bağı ortaya koyuyor. Ama sakın şu yanlış yapılmasın: "Susurluk=Ergenekon" değil.
JİTEM (Jandarma İstihbarat) ya da Özel Tim (Polis) PKK'ya karşı teşkilâtlandı; güçlendi. JİTEM, PKK itirafçılarını da bünyesine katarak, istihbarat ağını genişleterek, nizami savaş dışında bir yöntem geliştirmeye çalıştı. Daha sonra, JİTEM ve Özel Tim'in önde gelen isimlerinin bazıları, bu yapıyı, ya da ilişkileri, kısmen kendi menfaatleri için kullandılar. Kimi maddi çıkar sağladı, kimi "güç odağı" olmanın imtiyazını yaşadı. "Kürt işadamlarına ilişkin ölüm listeleri var" söylentisi o tarihte çıktı. Bazen, "bağışlanma" karşılığında haraç kesildiği oldu. Ayrıca, JİTEM, MİT ve Özel Tim arasındaki rekabet yüzünden, görevliler birbirlerine de düştü. Tarık Ümit'in kaybolması bunun çarpıcı bir örneğidir.
İbrahim Şahin (Dünkü yazısında beni kibar bir şekilde eleştiren Ahmet Hakan'ın kulakları çınlasın)... evet, "günah keçisi" haline getirildi. Yani, bütün olayların, her türlü yolsuzluk ve usulsüzlüğün tek sorumlusu gibi gösterildi.

***

Hanefi Avcı'nın Susurluk Komisyonu'nda anlattıkları üzerine, o tarihte, bakın ne yazmışım: "...Emniyet İstihbarat Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın söyledikleri bir hayli ilginç; sadece Özel Tim ve Mehmet Ağar'a yüklenmek istenen bir sorumluluğun, JİTEM ve MİT tarafından da paylaşıldığını ortaya koyuyor. Avcı, ayrıca, Kocaeli eski Alay Komutanı Veli Küçük'ün de adını çete üyesi olarak veriyor. Peki neden sadece Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Özel Tim'in üzerine gidiliyor? DGM'deki telefon kayıtları, Çatlı'nın cep telefonuyla kimleri aradığını gösteriyor. Çatlı, 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde, üç kere Albay Veli Küçük'ü aradı. Küçük, daha sonra Tuğgeneral oldu ve Giresun'a tayini çıktı. Çatlı, 23 Eylül 1996'da bu defa Giresun Jandarma Komutanlığı'nı aradı. Herhalde Veli Küçük ile konuştu. Ömer Lütfü Topal'ın ortağı Sami Hoştan'ın da 24 Temmuz4 Ağustos 1996 arasında Veli Küçük'ü aradığı telefon kayıtlarından anlaşılıyor." (12 Şubat 1997-Akşam)
Bir komplo teorisi üretmek gerekirse... 28 Şubat sürecinin sebebleri arasında, pekâla, Susurluk'un, askere uzanmasını engelleme çabasını sayabiliriz. Susurluk karşıtı dinamikler, başarılı bir psikolojik harekâtla, Refahyol iktidarına karşı kullanıldı. O tarihte, JİTEM'in varlığı bile inkâr ediliyordu. JİTEM'le ve MİT'le ilişkili olduğu belirtilen Yeşil, buharlaştı.

***

Özetle ifade etmek gerekirse, o dönemde her şey, İbrahim Şahin'in üzerine yıkılmak ve konu kapatılmak istendi. Konu kapatıldı da. Çatlı ile çekilen fotoğrafların Tuncay Özkan'a, Tuncay Güney aracılığıyla verildiğini de şimdi öğreniyoruz.
Tuncay Güney, MİT takibinde bir JİTEM elemanı değil miydi? Daha sonra İbrahim Şahin, şüpheli bir araba kazasına uğradı. Herhalde sırlarıyla birlikte temizlenecekti. Keşke şimdi itirafçı olsa ve savcı Zekeriya Öz'e bütün bildiklerini anlatsa.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA