Ben 1977'de Uşak İmam Hatip Lisesi'ni bitirdim. 1981'de de İlahiyat'tan mezun oldum. Birçok arkadaşım gibi zor şartlarda okudum. Babam müftüydü. Ama biz beş kardeştik ve babamın imkânları hepimize yetmiyordu. Zorlanıyordu. Onun için hem çalıştım hem okudum. İmam Hatip yılları benim bugün edindiğim fikirleri özümlediğim yıllardı. Biz bu okullarda, diğer liselerdeki derslerin tümünü okuduk. Bilgi yarışmalarında liselerle yarıştık. Hatta bu bilgi yarışmalarının birinde okulumu temsil edenlerdendim ve birçok liseyi geride bıraktık. İlahiyata girebilmek için de düz lisenin fark derslerini verdik.
Peki biz bu okullarda ne öğrendik? İnsan sevmeyi, merhamet etmeyi, affetmeyi, insanca davranmayı, fakiri korumayı, cebindeki kuruşu, elindeki simidi paylaşmayı öğrendik. Ülkemizi sevmeyi öğrendik.
Bu okullarda bize düşmanlık öğretilmedi. Ayrı- gayrı öğretilmedi. Şu açık, şu kapalı, dini yaşayan, dini yaşamayan, şu kötü mezhep, bu iyi mezhep, şu düşmanımız, şu dostumuz... velhasıl olumsuz şeylerin hiçbiri bize öğretilmedi. Elbette Peygamberimizin dönemini en iyi öğrendik. En çok onu okuduk. Ama Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bütün tarihi bizim tarihimiz bildik. Kapalı ve gizli bir ajandamız yoktu. Şifreli derslerimiz yoktu. Herkesten gizli bir andımız yoktu. Bizim diğer öğrencilerden bir farkımız da yoktu. Diğerleri gibi sevdik, sevildik, ağladık, güldük. Velhasıl bu ülkede herkes neyse biz de o idik. Belki tek farkımız dini daha iyi öğrendik. Ve daha iyi yaşamaya çabaladık. Ama kimimiz müftü, kimimiz mühendis, kimimiz doktor olmak istedik. Bu son derece normal değil miydi? Babam beni oraya İslam'ı biraz daha iyi öğreneyim ve istersem ileride hoca olayım diye gönderdi. Diğer arkadaşlarımın bir kısmı ise hoca olmayı hiç düşünmediler. Doktor olmayı, öğretmen olmayı istediler. Kim buna hayır diyebilir. Fırsat eşitliği hakkımız değil miydi?
Bütün bunları niye yazdım. Neden uzun bir makalenin konusu olacak bu hususu böyle birkaç satıra sığdırmaya çabaladım.
Bu bir savunma yazısı da değildir. Çünkü böyle bir şeye ihtiyacımız olmadığı gibi, böyle bir zorunluluk da yoktur. Yazdım çünkü İmam Hatip Liseleri hakkında o kadar haksız değerlendirmeler oluyor ki... O kadar bilgisizce ve bilinçsizce yazılar yazılıyor ki... Rahatsız olmamak mümkün değil. Sanki bu okullarda okuyanlar Merih'ten gelmiş. Sanki bu okullarda okuyanların 4 gözü, beş kulağı, iki kalbi varmış gibi. Ne kadar çirkin ve ne kadar haksız bir bakış tarzı. Yakışmıyor bunların hiçbiri bizlere.
Bir İmam Hatip mezunu olarak sizinle bunları paylaşayım dedim. En azından bu okulları bilmeyenler birkaç cümleyle de olsa biraz tanısın istedim.
Not: Artık her perşembe akşamı saat 24.00 civarında atv ekranlarında DOSTA DOĞRU programımızı izleyebilirsiniz. Cuma sabahı 8.30'daki soru cevap programı da sürmektedir.