Başbakan Erdoğan'ın Yeni Türkiye'ye yazdığı 'Yeni Bir Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa' yazısı dünkü Sabah Gazetesi tarafından aynen yayınlandı. Hangi siyasî görüşten olursa olsun bütün okuyucularımın, Başbakan'ın siyasî polemikten tamamen uzak bu yazısını peşin hükümlerden sıyrılarak okumalarını tavsiye ediyorum. Bu yazı, 'Yeni Anayasa'nın ruhu üzerinde bütün vatandaşlarımızın rahatlıkla mutabakata varacağı bir zemini ifade etmektedir. Başbakan Erdoğan'ın, Yeni Anayasa'ya duyulan ihtiyacı, işaret ettiği ilkeleri, insanı öne çıkaran ve herkesi kucaklayan yeni toplumsal sözleşmesini, inatlaşmayı bırakıp hüsnüniyetle değerlendirirsek, Yeni Anayasa'nın mart sonundan önce dahi tamamlanması mümkün olabilir.
***
Yeni Anayasa konusunda
AK Parti'nin ısrarlı olduğu
'Başkanlık Sistemi', zaten mevcut bulunan ve parlamenter sistem çerçevesinde uygulanan
'Yarı Başkanlık Sistemi'ne, birkaç maddelik değişiklikle kolaylıkla dönüştürülebilir. Zaten kısa zamanda
'Tam Başkanlık Sistemi'ne geçilmesi kolay değildir.
AK Parti'nin bunun kabul etmesi mümkündür.
CHP'nin sorunu,
Yeni Anayasa konusunda parti içi kanatlar bakımından anlaşmanın sağlanamamasıdır. Buna rağmen, genel ilkeler ve yargı konusundaki bazı ihtilaflara rağmen,
CHP iyi niyetli davranırsa anlaşma olabilecektir.
MHP'nin kırmızı çizgisi, aslında milletin çok büyük çoğunluğunun kırmızı çizgisidir.
'Türk Milleti',
'Türk Vatandaşı' gibi ifadeler, bir avuç ırkçı-bölücü teröristi memnun etmek için tümüyle
Anayasa'dan çıkarılırsa, böyle bir anayasayı referandumda kabul ettirmek mümkün değildir. Ancak, başlangıç, egemenlik gibi birkaç maddenin haricinde bu ifadeler çıkarılabilir. Meselâ, 66. madde
'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı' olarak değiştirilebilir.
***
BDP'nin talepleri ise 4 grupta toplanabilir:
1. Vatandaşlık tarifinin değiştirilmesi ve
'Türk' sözünün kaldırılması. Vatandaşlık tarifi daha kapsayıcı bir şekilde değiştirilebilir ancak
'Türk' ve
'Türk Milleti' çıkarılamaz.
2. Farklı dil ve kültürlerin güvence altına alınması. Ayrı ayrı saymamak şartıyla bu durum teminat altına alınabilir.
3. Anadillerin her alanda kullanılması. Ana diller kamu hizmetlerinde ihtiyaç hâlinde kullanılabilir ama eğitim dili olamazlar. Sadece talep üzerine öğretilmesi sağlanabilir.
4. Özerklik verilmesi. Hiçbir şekilde üniter devletten ayrı bir özerklik verilmesi düşünülemez. Bu takdirde ülkenin parçalanması kaçınılmazdır.
***
Görüldüğü gibi,
Yeni Anayasa konusunda
AK Parti'nin
MHP ve
CHP ile işbirliği yapması daha kolay olacaktır.
CHP, sırf siyasî çıkar hesaplarıyla inatlaşırsa,
MHP ile anlaşılması mümkündür.
BDP ile anlaşma konusunda
Başbakan Erdoğan'ın sözlerini, görüşmelerin yumuşatılması ve belli bir kesimin takdirini kazanması bakımından siyasî bir manevra olarak değerlendiriyorum. Yoksa
BDP ile yan yana görüntü vermenin
AK Parti için faydalı olmayacağını en iyi o bilecektir.
Aslında,
BDP'nin de olmayacak talepler üzerinde ısrardan vazgeçerek herkesi ve her kesimi memnun edecek ılımlı bir toplumsal sözleşme üzerinde mutabakata varması, ulaşılan merhaleyi gerçekçi şekilde değerlendirmesi
'mutlu son'a katkıda bulunabilecektir.