Başta 27 Mayıs olmak üzere 1960'tan beri devam eden bütün darbelerde CHP, ya bizzat darbe planlayıcısı, ya darbe kışkırtıcısı ya da darbe destekçisi olarak mutlaka rol almıştır.
Artık 27 Mayıs Darbesi'nin bizzat CHP'lilerce yapıldığı kesin şekilde ortaya çıkmıştır. 1971'de 12 Mart Darbesi, marksist darbecilere karşı yapılmasına rağmen, Muhtıra'dan sonra Türkiye'nin ilk sosyalist hükûmeti, '11'ler Hükûmeti' kurulmuş ve yönetim CHP'lilerin eline geçmiştir.
12 Eylül Darbesi, Turhan Feyzioğlu, Emin Paksüt gibi eski CHP'lilerin akıl hocalığında yapılmış ve Darbe'den sonra kurulan 'Millî Güvenlik Konseyi Cuntası'nın müşavirleri ve devlette kadrolaşma hep CHP'li olmuştur. Sağcılar ve solcular hapishanelerde ezilirken, CHP'liler 12 Eylül'ün de sefasını sürmüşlerdir.
Hele 28 Şubat Darbesi tam bir CHP mamulâtıdır. BÇG Cuntası ile CHP'nin lider kadroları daimî temas içinde bulunmuş ve 28 Şubat CHP'liler ve CHP medyasınca açıkça desteklenmiştir.
Daha dün denilebilecek kadar kısa bir müddet önce 27 Nisan 2007'de verilen ünlü lâikçi muhtıranın da yegâne destekçisi gene CHP olmuş ve zamanın CHP lideri bu muhtırayı alkışlamaktan geri durmamıştır.
***
Kılıçdaroğlu'nun
CHP liderliğinden sonra, herkes gibi ben de
'Yeni CHP'nin lâikçi dayatmalardan kurtulduğu ve artık militarist beklentilerden sıyrılarak demokrasinin yanında olduğu yanılgısına kapılmıştım.
Lâkin, demokrasiden yana olduğunu söyleyen
Kılıçdaroğlu ve
CHP'liler, demokrasi düşmanı ve darbeci çeteleri savunmaktan bir türlü vazgeçmediler. Zira aslında
Silivri'de yargılanan sadece çeteciler ve darbeciler değil, aynı zamanda
CHP'nin yarım asırdır gönül beraberliği içinde olduğu jakoben demokrasi düşmanlarıydı.
CHP, oy kaybını da göze alarak
Silivri'deki
Ergenekon ve darbe sanıklarını savunmaya devam ediyor.
Cumhuriyeti ve
Atatürk'ü savunmakla darbecileri savunmayı birbirine karıştırıyor.
Silivri'dekiler,
Cumhuriyetçi ve
Atatürkçü oldukları için yargılanmıyorlar; çetecilik ve darbecilik yaptıkları iddiasıyla yargılanıyorlar.
***
CHP, günlerdir
'partilileri ve tüm yurttaşları' 13 Aralık günü
Ergenekon Davası'nın esas hakkındaki mütalaasının okunacağı
Silivri'ye çağırıyor.
CHP, perşembe günü gene
İşçi Partisi,
TGB,
Atatürkçü Düşünce Derneği ve diğer paramiliter örgütlerle
Ergenekon ve darbe duruşmasının yapıldığı
Silivri'ye gidecek ve mahkeme önünde gövde gösterisi yaparak kararları etkilemeye çalışacak. Diğer bir ifadeyle militarist ve darbeci örgüt mensuplarını destekleyecek.
Geçen
Cumhuriyet Bayramı'nda da polise saldırarak eylem yapmışlardı.
CHP İstanbul İl Başkanı'nın generallere,
'Sizin korumanız gereken Cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz' diye bağırması,
CHP'nin hâlâ militarist müdahale beklentisinde olduğunun delilidir.
CHP'nin darbe ve darbeci aşkı sürüyor. Bu kafayla
CHP, faşist bir parti olmaktan kurtulamaz ve hiçbir zaman demokrat olamaz.