Başbakan Erdoğan, geçen hafta sonu yaptığı konuşmasıyla bir defa daha ileri demokrasiden yana olduğunu ve gençlere önem verdiğini gösterdi. Erdoğan, 'seçilme yaşı'nın 25'ten 18'e indirileceğini; ayrıca er ve erbaşların seçme hakkına sahip olacaklarını söyledi.
Başbakan'ı candan tebrik ediyor ve alkışlıyorum. Zira bu değişiklikler siyasete iştiraki arttıracak ve oy tabanını genişletecektir. Bu icraat, çağın 'katılımcı demokrasi' özelliğine uygundur.
Türkiye, ne yazık ki seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi hususunda çok gecikmiştir. Bir araştırmaya göre; AB üyesi ve adayı 29 ülkeden 19'unda seçilme yaşı 18; 6'sında 20-21-23; sadece 3'ünde 25 olarak görülmektedir.
Seçilme yaşı daha önce 30 iken, AK Parti Dönemi'nde Başbakan Erdoğan'ın ısrarıyla, 13 Ekim 2006'da yapılan Anayasa değişikliğiyle 25'e indirilmiş ve ileri bir adım atılmıştı.
***
Bu konuda, 4 Temmuz 2006'da,
'18 Yaşında Milletvekili Olmaz mı?' başlıklı yazımda aynen şöyle demişim: "
Önümde, bir zamanlar genel başkanlığını yaptığım 'Yeniden Doğuş Partisi'nin programı var. Programın gençlikle ilgili bölümünde, 'Seçme ve seçilme yaşı 18 olacaktır'; 'Öğrencilere siyaset yasağı kaldırılacaktır'; 'Gençlerin demokratik katılımcılığı her alanda gerçekleştirilecektir' diye yazmıştım."
Gene, 20 Mayıs 2008 tarihli ve
'Gençlik, Siyaset ve Demokrasi' başlıklı yazımda,
'Yeni Anayasa'da seçilme yaşı 18'e indirilmelidir. Seçme yeterliğinde bulunan ve cezaî ehliyeti olan bir gence, seçilme yeterliği imkânı da tanınmalıdır' demişim.
Türk Medenî Kanunu'nun
10. maddesinde,
'Mümeyyiz olan reşit, medenî hakları kullanmaya salâhiyattardır' hükmü yer alır.
11. maddesinde de,
'Rüşt 18 yaşın ikmaliyle başlar' denilmiştir. Yani, 18 yaşını bitiren kişi medenî haklara, evlenmeye, borç ve alacak yapma ehliyetine sahip kabul edilmektedir.
Türk Ceza Kanunu'nda, 18 yaşını tamamlayan kişi
'temyiz kudreti'ne sahip (iyiyi, kötüyü ayırabilen, mümeyyiz), cezaî ehliyet ve sorumluluk taşıma bakımından yetişkin kabul edilmiştir.
***
Şimdi, birisi çıkıp da bana şu garip durumu anlatabilir mi? 18 yaşını ikmal etmiş bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı
'medenî haklar'a sahiptir;
'cezaî sorumluluk' taşımaktadır ama
'siyasî hakları' kısıtlıdır. Bu kişi evlenir, boşanır, borç alıp verebilir; suç işlediğinde cezalandırılır ama milletvekili seçilemez. Hiç böyle saçmalık olur mu?!...
12 Eylül Darbe Dönemi'nde yaşını büyütüp idam ettikleri genç 18 yaşında kabul edilip ölüme gönderilmiştir ama seçime gönderilmemiştir...
Bazı dar kafalıların,
'Efendim, çoluk çocuğu Meclis'e mi dolduracaksınız?' şeklindeki itirazlarını işitir gibi oluyorum.
Sanki,
'siyasî rüşt' diye ayrı bir biyolojik ve hukukî reşitlik varmış gibi... Siz hiç endişe buyurmayınız orta yaşlı ablalar, ağabeyler! Bu değişiklik yapıldığı takdirde, 18-25 arasında ancak çok az kişi seçilebilecektir.
Bu millet, bırakınız 25, 30 yaşında olmayı; ne 60'lık, 70'lik, 80'lik politikacılar gördü ki; borazanlar çalınca hep şapkalarını alıp kaçtılar ve aslâ siyasî bakımdan reşit olamadılar.
Bırakınız da ideallerini ve dürüstlüklerini henüz kaybetmemiş ve demokrasiye sahip çıkabilecek gençler de bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olsunlar.