Sevgili okuyucular, bu pazar sohbetinde sizinle Arakan Müslümanları hakkında hissiyatımı paylaşmak istiyorum.
Bu necip millet
Bu mübarek Ramazan gecelerinde Yüce Allah'a (c.c.) beni Müslüman ve Türk yarattığı için hamdediyorum, şükrediyorum. 'Türk' sözünü kavmiyet mensubiyeti olarak değil, özellikle İslâmiyeti kabul edip on asır 'Îla-yı kelimetullah' bayraktarlığı yapan İbrahimî bir milletin mensubu ve Hz. Peygamber'in (s.a.s.) ümmeti olarak kullanıyorum. Türk Milleti, Türkiye'deki Kürt ve Arap kardeşlerimizi de ihata ediyor.
Bu necip millet, Allah ve Resûlü'nün istediği gibi çok cömert ve hayırsever bir millettir. Kendi ekmeğini her zaman kardeşleriyle paylaşmayı bilmiştir. Dünyanın neresinde bir felâket olsa, bu necip milletin kalbi hep mazlûmlar ve felâketzedeler için çarpar.
Bosna-Hersek'te, Çeçenistan'da, Kosova'da soykırıma ve zulme uğrayanların yardımına bu hayırsever millet en önde koşmuştur. Endonezya'da, Pakistan'da ve çeşitli yerlerdeki tabiî afetlerden zarar görenler, yanlarında en önce Müslüman Türk Milleti'ni bulmuşlardır.
Şimdi sıra Arakan Müslümanları'na gelmiştir.
Canımız Arakanlılar
Efendim, Arakan, şimdiki adı Myanmar olan, eski Birmanya ya da Burma'dır. Hindiçini yarımadasında yer alan bu ülke nüfusunun önemli bir kısmı Müslüman'dır. Müslümanların daha ziyade kıyı şeridinde yaşadığı bu ülkeye İslâmiyet'i Osmanlı Türkleri götürmüştür. Kanunî döneminden Abdülhamid Han'a kadar, bütün Hindistan ve Güneydoğu Asya'da olduğu gibi, Birmanya'da da İslâm Halifesi tanınmış ve adına hutbeler okunmuştur.
Prof. Dr. Erhan Afyoncu dostumuz, 'Osmanlı İmparatorluğu, bizim zayıf zannettiğimiz dönemlerde bile dünyanın en önemli devletlerinden biriydi ve dünyadaki bütün Müslümanların şemsiyesi konumundaydı' diyerek Myanmar Müslümanları hakkında şunları söylüyor: 1912'de Balkan savaşları esnasında, dünyanın her tarafındaki Müslümanlar gibi, Myanmarlı Müslümanlar da para toplayarak Osmanlı Ordusu'na yardım etmişlerdi.
II. Abdülhamid Han döneminde Osmanlı'nın Asya'daki faaliyetleri neticesinde, padişah Hindistan, Çin ve Myanmar Müslümanları arasında popüler olmuştu. 1897'de Türk-Yunan Savaşı çıkınca, Myanmarlıların dahil olduğu Asya'daki Müslümanlar hemen yardım toplayarak Türkiye'ye gönderdiler. Ayrıca, Hicaz Demiryolu için külliyatlı miktarda bağışlarda bulundular.
Millî Mücadele sırasında da Asyalı Müslümanlar yardımımıza koşmuşlardı. Bütün Müslüman Asya'da ve Myanmar'da Mustafa Kemal Paşa'nın posterleri asılıydı.
Hâlen o topraklarda binlerce şehidimiz yatmaktadır.
Arakanlı Müslümanlara borcumuzu ödeyelim
Efendim, lâikiz filan ama aslında bütün İslâm Dünyası'nın fiilen lideri konumundayız. Geçmişte her zaman yanımızda yer alan ve fakir hâllerine bakmadan bize yardım eden Arakanlı Müslümanların imdadına koşmalı ve onlara olan borcumuzu ödemeliyiz.
Binlerce masum Arakanlı Müslüman'ın, cunta yönetimi ve Budist putperestler tarafından alçakça şehit edilmesi ve açlıktan ölmesi karşısında seyirci kalamayız. Sözü geçen, itibarlı bir devlet olarak, meseleyi BM'de savunmalı ve Arakanlı Müslümanlara her türlü desteği vermeliyiz.
Bu, bizim tarihî vecibemiz ve boynumuzun borcudur.
Sorarım size, onlar açlıktan ölürken, zengin iftar sofralarındaki çeşit çeşit yemekler nasıl boğazınızdan geçer?