Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Hayat notları: Mümkün mü

Hayat notlarını yazacağım. Kendisini hatırlatmak isteyen bir ses duyuyorum aniden sanki. Masamın üzerindeki dağınık kitapları karıştırıyorum kendiliğimden. Uzun süredir orada bekleyen, güzel bir kitap sessizce kucaklıyor beni. Adı; "Mümkün mü Unutmak"
Birden buğulu bir nihavend şarkıya uzanıyor zihnim.İzmirli Rakım Elkutlu'nun (1869-1948) incelikli bestesiyle söylenen.

***
"Mümkün mü unutmak güzelim, neydi o akşam
Rüya gibi, hülya gibi bir şeydi o akşam
İçtik kanarak bir ezeli meydi o akşam
Rüya gibi, hülya gibi bir şeydi o akşam."

***
İşte bu güzelim dizelerin sahibi, değerli İzmirli şair, yazar, rahmetli Rifat Ahmet Moralı'nın hayatı ve sanatı anlatılmış "Mümkün mü Unutmak" adlı kitapta.
İzmir'in kültür hamallarından, sevgili Tufan Atakişi yayına hazırlamış kitabı.
Yazarı ise değerli edebiyat öğretmeni Muammer Öztürk. Yüksek lisans eseri olarak hazırlanan, çok güzel bir çalışma. Benzerlerinin çoğalmasını diliyor insan.
***

İzmirli köklü bir ailenin evladı Rifat Ahmet Moralı (1900-1977). Yaşamına baktım da; kentin şenlikli, ilginç dönemlerinde yaşamış. Günümüzde tanınmasa da, yaşadığı dönemin İzmir'inde, çok tanınan bir şair. Hayatıyla İzmir'e anlamlı izler bırakmış, yazının mütevazı yolcusu. İlk gençlik yılları, heyecanlar, tükenmeyen derin dostluklar, bir dönem işgal günlerinin genç acıları, bazen yorgunluklar ile kucaklaşan hayal kırıklıkları süslemiş Rifat Moralı'nın hayatını. Nur içinde yatsın, şiir hep hayatında varmış; ama önemlisi şiir gibi yaşamış, ne çok güzel.
***

Ömer Hayyam'dan başarılı çeviriler de yapmış Rifat Ahmet Moralı. Hayyam'dan rubaileri çevirmiş. Hatta ağabeyinin 'Mümkün mü Unutmak' adlı kitaptaki farklı kaynaklardan anlatımlarına göre, ünlü şair Yahya Kemal, "Ömer Hayyam'ı rubai vezniyle tercümeyi, benden başka en iyi başaran Rifat'tır" dermiş dostlarına. (Bu cümledeki Yahya Kemal'in narsistik şair güzelliği de, yine ayrıca dikkat çekici.)
***

Rifat Ahmet Moralı'nın kendisine 'üstad' olarak kabul ettiği isimler ise Tokadizade Şekip ile Rıza Tevfik'miş. İkisi de büyük isimler gerçekten. Tokadizade Şekip, İkinci Meşrutiyet Dönemi İzmirli şair, yazar. İzmir Mevlevihanesi mensubu. Yaşadığı dönemin sıkı aydını. Hüzünlü hayatı var. Oğlu Nasır'ın ölümüne dayanamayıp, kendisini vurmuş. Soğukkuyu'da yatıyor şimdi. Rıza Tevfik derin karakter. Şair, yazar. Kültür ve edebiyat tarihimizde, daha çok "feylesof" lakabıyla tanınıyor. Başta felsefe olmak üzere, farklı disiplinlerle uğraşmış.
***

"Mümkün mü unutmak?" diye sorun kendinize bir. Mümkün değil! Şair Eşrefli, Tevfik Nevzatlı, Neyzen Tevfikli, Halit Ziyalı bir İzmir. Sisler arasında, yaşamadığımız o geçmişin hazan sureti. Ve Rifat Ahmet Moralı. Hayatı, sanatı. Güzel yürekli adam, şair, yazar. Bir de bankacıymış yeni öğrendim. Hem de İş Bankası'ndan. 1925'te başlamış bankada çalışmaya. Rahmetli babam da, İş Bankalıydı. Ama tesadüf, Moralı'nın kendi isteğiyle emekliye ayrıldığı 1952 yılında başlamış İş Bankası'nda çalışmaya. Biri sonlandırırken, biri yeni adım atmış yani.
Sevgili babam Sami Ersözlü de; okumayı, şiiri, Hayyam'ı; en çok da insanı severdi. Rifat Moralı gibi. Belki oralarda buluşmuştur şimdi iki İzmirli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA