İzmir ve 'yaratıcı kent' ilişkisi üzerine, daha önce de yazdım. Konuyu bazen gündeme getireceğimi de. Amaç İzmir'in UNESCO'nun 2007 yılında başlattığı 'yaratıcı kentler ağına' dahil olup olamayacağını sorgulayabilmek.
Temelinde 'yaratıcı endüstrilerin' bulunduğu bu kentler, UNESCO tarafından 'yaratıcı kent' olarak adlandırılıyor ve bu yönde gelişmeleri için teşvik ediliyor.
İzmir, Türkiye'de yaratıcı endüstrilerin farklı alanlarda gelişebileceği, geliştirilebileceği, kendisini yeniden kurgulayabilecek, 'yaratıcı kent' olmaya aday, çok özel bir kent. Konunun üzerinde, bu nedenle çok duruyorum.
KÜRESEL TİCARETTE DEV PASTA
İzmir, kentsel hedeflerini, EXPO 2020 adaylık sürecinde, kültürel ve tarihi zenginlikleriyle harmanlayarak, 'yaratıcı kent' anlayışı çerçevesinde değerlendirebilir. Yaratıcı endüstrilerin oluşturduğu 'yaratıcı ekonomi'yi genişletebilir.
Elbette bu, somut bir planın parçası olabilmeli. UNESCO verilerine dayanarak yaratıcı endüstrilerin dünyada 1.3 trilyon dolarlık büyüklükte olduğunu yazmıştım. Bir iki örnek daha vereyim. Yaratıcı endüstri ürünlerinin, uluslararası ticaretteki büyüklüğünün 445 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
İngiltere Manchester Üniversitesi'nden Prof. Dr. İsmail Ertürk'ün verdiği bilgiye göre, İngiltere yıllık 8.5 milyar dolarla kültür ürünleri ihracatında birinci. İkinci sırada ABD var.
8 MİLYON KİŞİYE İŞ VE AŞ
Üçüncü sıraya Çin oturmuş durumda.
Çin'in, 2001 yılı başında yaptığı uzun vadeli planla, yaratıcı endüstrileri uluslararası rekabette ilk sıralara koyduğu vurgulanıyor.
Örneğin 2010 yılı EXPO'sunun büyük başarıyla gerçekleştirildiği Şangay, son yıllarda yaratıcı endüstrilere tam 3 milyar dolarlık bir yatırım yapmış.
Bir başka örnek Japonya'dan. Yaratıcı endüstrinin parçası 'animasyon alanında', Japonya dünya pazarının yüzde 60'ını yönetir konumda.
Yine Prof. Dr. İsmail Ertürk'ün verdiği bilgilere göre; Avrupa Birliği'nde yaratıcı endüstrilerin toplam cirosunun 780 milyar euro olduğu anlaşılıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde, bu sektörlerde çalışanların sayısı, toplamda 8 milyon kişiyi buluyormuş.
REMBRANDT YILI'NIN ÖĞRETTİĞİ
İçinizden 'Yaratıcı endüstri bir kente ya da bir ülkeye ne katabilir?' diye sorabilirsiniz.
Çok küçük bir örnek: Hollanda'da düzenlenen Rembrandt Yılı, ülkeye 2.1 milyon turist çekmiş, 190 milyon euro gelir sağlanmış. (Rembrandt Harmenszoon van Rijn: 1606-1669. Hollandalı ressam ve baskı ustası. Avrupa ve Hollanda sanat tarihinin en önemli ressamlarından.)
Hollanda sadece önemli bir ressamıyla ilgili 'Rembrandt Yılı' düzenleyerek ciddi artı değer üretebiliyor. İzmir de, neden bir gün örneğin bir 'Homeros Yılı' düzenlemesin!
Belki bu ve benzeri işler üzerine kafa yorduğumuzda; kentin ortak aklında benzeri projeler konuşulduğunda; 'yaratıcı kent' ağına girebiliriz. Ne dersiniz?