Cumartesi günü Ege-Koop'un 28. olağan genel kurulunun açılışını izledim.
Aklıma Ziya Paşa'nın neredeyse atasözü haline gelmiş ünlü dizeleri geldi: "
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"
Yani 'kişinin aynası iştir, lafa bakılmaz; insanın aklının seviyesi de yaptığı işte görünür' anlamındaki o dizeler. İzmir'de, 27 yıldır, yüz binin üzerinde kişiyi ev sahibi yapan Ege Koop'a ve Başkanı Hüseyin Aslan'a, Ziya Paşa'nın dizeleri uyuyor.
Çünkü yıllar içinde bir sivil toplum örgütü olabilme özelliği de kazanan Ege-Koop, Hüseyin Aslan öncülüğünde; sürekli yeni projelerle iş üretiyor, kendisine ufuk açıyor. Ege-Koop, şimdi hem Ege'ye; hem de Ankara'dan başlayarak Türkiye'ye açılma kararı aldı. Olumlu adım. Eminim Hüseyin Aslan bunu da başaracaktır. Kooperatifçilikte, insana, doğaya saygılı işler yapmayı başardığı gibi. Çarpık yapılaşmanın karşısına, kentin gelişimine uyumlu, standartı yüksek, çevreye artı değer katan, toplu konut projelerini hayata geçirdiği gibi.
Ne diyelim, Ege-Koop'un Türkiye'ye 'açılım' politikasının, yolu açık olsun. Biz yine Ziya Paşa'ya dönelim. Yazar, şair Ziya Paşa (1825-1880), aslında 19. yüzyılda Osmanlı'nın önemli devlet adamlarından da biriydi. Ziya Paşa, yaşadığı dönemde, insanların ya da kurumların, herhalde 'sözleriyle eylemleri' birbirini pek tutmadığı için; değerlendirmesini daha çok 'yapılan iş hanesinde görünenler' ile gerçekleştiriyordu.
Bu nedenle Ziya Paşa, 'çok laftan', 'gevezelikten' hiç hoşlanmıyordu. Az bilinen bazı dizelerinde de, bu ruh halini yansıttı:
"Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat
Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde"
Yani; 'onlar ki dünyayı laf ile düzene sokarlar; oysa evlerine bakın, hanelerinde bin türlü pislik var' anlamında. Ziya Paşa, bu insanı 'eylemleriyle ölçen' faydalı şiirsel ruh halini, belki kendi yaşamında abartmış sayılabilirdi. Çünkü dünyanın lafla teslim alınmasına olan tepkisini, tatlı sert kıvamındaki, yine o ünlü başka dizeleriyle gösterdi:
"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir"
(Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli (azarlamalı); tekdirle uslanmayanın hakkı dayaktır.)
Bu konuda Ziya Paşa'ya uymayalım.
Hepimiz sadece 'nasihat' bölümünde kalalım, derim.