Biz, annelerimizin siyah önlükler giydirip beyaz yakalıklarla okula gönderdiği dünün çocukları, bugünün büyükleriİçimizde her gün yeni bir şeyler öğreneceğimizi bilmenin heyecanıyla, cebimizde öğle harçlığımız olmadığını düşünmeden sevinçle koşardık okulumuza, öğretmenlerimize; ikinci yuvamız, ikinci annelerimiz, babalarımıza... Geçmişten geleceğe uzanan hayat yolculuğunda çok şeyler değişti. Her gün yeni ufuklara doğru hızlı hızlı yürüdük çocukluğumuzdan beri. Gelecek önümüzde kapalı, pırıltılı bir kapı; ardında her şeyin güzel olacağını hayal etme cesaretiyle uzandı ellerimiz tokmağa... Kimimiz gecekondulardan kurtulmayı hayal etti, kimimiz güç sahibi, söz sahibi olmayı... Kimimiz öğretmen olmak istedi, kimimiz türkücü; kimimiz 'lüküs' arabalar almak istedi, kimimiz yatlarda gezmek istedi.
Toplumda esen eşitsizlik rüzgarına karşı, dünün çocuklarının birçoğu bir yerlere tutundu güçleri yettiğince. Gazetelerde resimlerini gördük zaman zaman ya da bir arkadaştan duyduk ki "kapağı yurtdışına atmış"... Herkes bir şekilde duyar onların hikayesini; herkes belki bir gün işine yarar diye adresini, telefonunu saklar senelerce, yaprakları sararmış adres defterlerinde... Bir de tutunamayanlar vardı; herkesin adını sanını unuttuğu, hafızalara bir türlü yerleşememiş, tutunamayanlar... Hayat zaten adaletli değil diyerek gayet doğal varsayıp, kanıksadık zamanla tutunamayanları... Kendimizi biraz daha yüksekte göstermek için aşağıları gösterdik, aslında tutunanlara atlama taşı olmuş tutunamayanları...
Eğitim sistemimiz Amerika'yı anımsatıyor. Amerika'da okul ödeneklerinin çok büyük bir kesimi yerel olarak toplanan vergilerden karşılanıyor ve fakir mahallelerdeki aileler ödeyebildikleri vergi kadar eğitim kalitesi 'satın alabiliyor'. Biz de Türkiye'de okullarımızda benzer yöntemi uyguluyoruz. Gecekondularda yaşayan insanımız ne kadar kalite "satın alabilir?" sorusunun cevabı ortada; asıl sorulması ve araştırılması gereken, fakir olma suçuyla 50 kişilik sınıflara hapsedilen bu çocukların eğitim koşulları... Her şeyi devletten beklemiş bir millet için cesur sorular sormak ve bir şeyler kaybetme kaygısı yaşamadan haksızlığa karşı mücadele vermek kolay değil tabii ki... Ama şu da ortada ki toplum olarak çocuklarımızın en temel eğitim ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz ve onları bile bile umutsuz ve başarısız olmaya itiyoruz. Eğer tersini arzu ediyorsak, çocuklarımızın eğitimine sahip çıkacak adımlar atmalıyız. Belki bu şekilde, biz tutunanlar tutunamayanlara olan borcumuzu kısmen de olsa ödeyebiliriz. ARZU ARIKAN (Doktora öğrencisi) Columbus OH / ABD