SABAH Posta Kutusu'nda 19.03.2004 tarihinde yer alan Kenan Sayın'ın "Ankara feribotunu istiyoruz" başlıklı yazısı yaramıza tuz basmıştır! Biz ve tayfamız, Atatürk yadigarı olan 65 parça zamanının Avrupa ve Amerika yolcularını dünyanın her yerine taşıyan filonun, topu topu beş gemiye kalan bir imparatorluğun son kalıntılarını yaşatmaya çalışan bir ekibiz. Her Türk vatandaşının en tabii hakkı olan üç yanı denizlerle çevrili ülkede seyrüseferi açık güverteleri olan bir gemide yapmak istemesi kadar doğal bir talep olamaz. Üstelik devletimiz ucuz yakıt da sağlamışken... Ancak son yıllarda Denizcilik İşletmesi'nin başına atanan sığ görüş sahibi meslektaşlarımız bırakın seyir yaptırmayı, gemileri önce tamir yaptırıp hemen ardından hurdaya göndermişlerdir! Öyle ki bu tamirler müthiş maliyetlerle yapılmıştır.
Görünen köy ortadadır! "Ankara" gemisi Kuruçeşme parkında, ikizi olan "Samsun" Sarayburnu'nda kuzular gibi yatmakta ve aziz milletimize hizmet vermemek için adeta direnmektedirler! Karaköy'den Kabataş'a kadar uzanan T.D.İ. binaları dünyanın en uzun bir transatlantiği konumunda, yani içinde deniz kadrosundan maaş alan yüzlerce elemanı beslemektedir. Daha iki yıl öncesinde "Truva", "Ayvalık", "Avşa", "Yeşilada" gibi İzmir hattı dahil birçok hattı donatabilecek işe yarar gemilerimiz varken bunlar hurdaya atılmışlardır. Oysa her hafta Rusya-İstanbul arası çalışan lacivert renge boyalı "Capadosia" gemisi de beş yıl önce bu şirket tarafından hurda diye atılan "Uludağ" gemisinden başka bir şey değildir. Üzücü değil mi? Yani devletimizin okuttuğu biz uzakyol gemi kaptanları, başmühendisleri ve tüm gemi adamları bu güzel hizmeti halkımızdan esirgediğimiz için vicdan azabı ve utanç duyuyoruz. Halkımızı bu konuda bilgilendirmeyi görev olarak addediyoruz...
T.D.İ. DENİZYOLLARI GEMİ ADAMLARI