İstanbul'da görev yapan bazı öğretmenler, nüfuz kullanılarak ya da hatır yoluyla "ihtiyaç fazlası" olarak bazı merkezi okullara atanıyor, tabii ki ihtiyaç fazlası oldukları için de derslere girmiyorlar. Ama bu öğretmenlerin maaşları düzenli olarak ödeniyor.
1976'da bu öğretmenlerin sayısı 500 civarında iken 1994 yılının sonunda bu sayının çok arttığı bildirildi. İstanbul Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptığım bu dönemde, okullardan bilgi istedim, ancak doğru bilgiler elde edemedim. Bunun üzerine bir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı'nı görevlendirerek 1.5 ay süreyle hemen bütün okulları yerinde incelettim.
Sonuç, hiç de sevindirici değildi. Çünkü okula gitmeden ya da derse girmeden maaş alan öğretmen sayısı tam 2103 olmuştu. Oysa o tarihte İstanbul'un tam 5000 öğretmene ihtiyacı vardı. Milli Eğitim Bakanlığı, ısrarım üzerine İstanbul'a 1000 öğretmen verdi. 1500 kadar emekli öğretmeni de ücret ödeyerek sınıflara soktum. Ancak 2500'e düşen öğretmen açığının kapatılamaması üzerine, sınıfa girmeyen bu 2103 öğretmenin bir kısmını ihtiyacı olan sıralı okullara geçici olarak, diğerlerini de ihtiyacı olan diğer okullara kadrolu olarak naklettim.
Naklettim ama, şiddetle tepki aldım ve şikayet edildim. Görevden ayrıldıktan sonra da bu konuda takibata uğradım ve disiplin cezası aldım. Pek tabii ki, kısa sürede bu öğretmenler görev yapmadıkları, ancak maaş aldıkları eski okullarına döndüler. Bu öğretmenlerin sayısının şu anda ne kadar olduğunu bilemem. Bildiğim bir şey varsa öğretmeni olmayan öğrenciler okul koridorlarında ve bahçelerinde boş dolaşırken, havadan maaş alan bu öğretmenlerin de İstanbul sokaklarında dolaşıyor olmasıdır.
İstanbul Milli Eğitim yetkililerinin bu konuda bir araştırma ve çalışmalarının olmadığını öğrendim. O nedenle bir sayı vermeleri mümkün değildir. İyi bilelim ki, haksız yapılan ödemeler yetim hakkıdır. Alan da, ödeyen de vebal altındadır.
Naci AKAY (İstanbul Milli Eğitim eski Müdürü)