Açılım... Sözü bile kitleleri etkilemişti. Heyecan vermişti.
Ümitleri yeşertmişti. Ama gelinen noktada, Namdar Rahmi'nin dediği gibi;
"Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye,
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye."
***
Önce Habur'da zafer kutlamaları (!)
Sonra İstanbul'da otobüs yakmalar.
Ankara'da meydan okumalar:
"Dağa çıkarız ha!.."
Ve Tokat'ta 7 şehit.
Eeee,
"fotoğraf" buysa;
"Havada bulut,
Açılımı unut."
***
CHP-MHP muhalefeti, iktidara dönecek,
"nasıl da engelledim, gördün mü" diyecek. İktidar, muhalefete dönecek,
"açılım sürecek" diye yanıt verecek.
Ama sonra ne olacak?
Hiçbir şey.
***
"Açılım adına" belki bir iki yasa değişikliğine gidilebilir...
Bir iki
"yeni uygulama" gündeme gelir.
Hepsi o kadar.
Ne bir
"büyük açılım paketi..."
Ne de
"köklü Anayasa değişikliği..."
Bunlar artık
"hayal."
***
Siyaset defterinin
"açılım sayfası" için
"erken kapandı" sözünü söylerken...
Biraz
"erken mi" davranıyoruz?
Bilemiyoruz... Belki... Ama
"ortamı... Havayı... Ankara'yı" böyle kokluyoruz.