Anayasa Mahkemesi'nin de işi zor.
Kapatsa bir türlü, kapatmasa bir türlü.
Yöneticilere yasak getirse bir türlü, getirmese bir türlü.
Mahkemenin kararı ne yönde olursa olsun, Türkiye ikiye bölünecek.
Bir kesim "yüce mahkeme" diyecek.
Diğer kesim ise "cüce mahkeme."
***
DTP'liler, partilerinin kapatılması için
"her gerekçeyi" nasıl olur da Anayasa Mahkemesi'ne cömertçe verirler?
Tam
"bile bile lades" olayı.
Meclis'e
"üzüm yemek için" mi girdiler?
Yoksa
"bağcıyı dövmek için" mi?
"Ettikleri yemine" sadık kalsalardı...
"Terörle... Terör örgütüyle" aralarına mesafe koysalardı...
"Sistemin... Türkiye'nin partisi" olsalardı...
Ne kendi başları ağrırdı, ne Türkiye'nin.
***
Ama
"yardan da, serden de vazgeçmem" misali...
"Dağdan... Dağ sevdasından" bir türlü vazgeçemediler.
Partilerinin başını derde soktular, kendileri itibar kaybettiler.
***
Evet, Anayasa Mahkemesi'nin işi zor.
"Hukuk ile siyasetin arasında" sıkıştı, kaldı.