Molotof kokteylleri...
Polise saldırmalar, cam çerçeve, otobüs taşlamalar...
Ve Tokat'ta 7 şehit.

***
Niğde-Bor'da... Paşa Camii'nin altındaki çarşıda (Bedesten) esnafın çayını içiyorduk.
İçlerinden biri dedi ki:
- Cin şişeden çıktı diyorlardı...
Doğru... Cin şişeden çıktı işte.
***
Dükkânların birinde "kırmızı beyaz, ay yıldızlı, ipek gibi ince, üzeri simli, eşarp benzeri" bir şey gördük.
Ancak "uzunca." "Atkı, şal" karışımı. "Hanımlar için mi" dedik.
Dükkân sahibi "erkekler için" diye konuştu:
- Askere giden gencin boynuna bağlanır.
Bir diğer esnaf:
- Çocuğumuzu "gelin eder gibi" askere yolluyoruz... Avucuna kına yakarak... Boynuna, bu gördüğünüz şalı bağlayarak...
Ama sonra ne oluyor?
Yanıt öteki esnaftan:
- Şehit haberi geliyor.
***
Görüyoruz "insanlar öfke içinde."
Ama yine de "sağduyu" diyoruz, "soğukkanlılık" diyoruz, "parti kapatmak çare değil" diyoruz.
***
Açılım denilen "uzun, ince ve dikenli yola" girildiğinde "her türlü provokasyonun olacağını" biliyorduk da... "Milletvekili yemini etmiş insanlardan" provokasyon beklemiyorduk.
İnanamıyoruz "bir insan kendi ayağına kurşun sıkar mı?.. Kendi partisini kapattırmaya uğraşır mı?