Laf lafı açtı, sohbet gittikçe koyulaştı.
Ve söz bir ara "Zahide'ye" geldi.
Neşet Ertaş "hep Zahide, hep Zahide" dedi:
- Bütün konserlerde en çok "Zahidem" türküsünü istiyorlar... Zahidem aşağı, Zahidem yukarı.
***
Sazı elindeydi. Ama "Zahidem" i çalıp söylemek istemedi.
Bunun üzerine "damarına" bastık.
Ona "Leyla'yı" hatırlattık. Yıllar öncesini... İlk gençlik yıllarındaki aşkını.
***
Büyük Usta "ağam" dedi:
- Dünyaya insan olarak gelip de hiç âşık olmadım diyen var mıdır acep?.. Vardır diyen yalan söyler.
***
Ve Neşet Usta "zaman tüneline girdi."
"Gençlik yıllarına" gitti. Bakalım ne çaldı, ne söyledi...
***
Kaşların kara kara amanın Leyla Leyla,
Gözlerin derde çare eyle yarim eyle,
Senin için yanarım, amanın Leyla Leyla,
Kerem misali nara böyle yarim böyle.
***
Yazımı kışa çevirdin,
Karlar yağdı başa,
Viran oldu evim yurdum,
Ne söylesem boşa Leyla.