"Alman İşverenler Birliği" Almanya'daki bazı "Türk sivil toplum örgütlerine" yazı yazdı.
Bu yazı "Alman Başbakanı bayan Merkel'in bilgisi dahilinde."
Yazıda "özetle" deniliyor ki:
* Bayan Merkel 5-6 Ekim'de Türkiye'yi ziyaret edecek.
* Heyetine bazı Türkleri de alacak.
* Örgütünüzün başkanı ile ilgili ayrıntılı bilgiye ihtiyacımız var. Onun için ekteki formu doldurmanız rica...
* Başbakan Merkel bir seçim yapacak ve heyetine hangi Türleri dahil edeceğine bizzat kendisi karar verecek.
***
Daha önce de Türkiye'ye "Alman Cumhurbaşkanı" gelmişti.
"Alman Başbakanı" gelmişti.
Onlar da heyetlerine "Türkler'i almışlardı."
"O zaman" isim isim yazmıştık.
***
Ve "o zamanlar" sormuştuk:
- Almanya'ya giden bir Türk devlet adamı var mı ki, resmi heyetine "Almanya'daki Türkler'den birini" alsın?
Sorumuz "hala" geçerli, hala "güncel."
***
Avrupa'daki 4 milyon Türk'ün sorunları var.
Bu sorunları en iyi "onların örgütleri" bilir.
"Acaba" diyoruz...
Hiç olmazsa Bayan Merkel'in Ankara ziyareti sırasında "Almanya'daki Türk örgüt temsilcilerinden 3-5 kişiyi" de biz çağırsak...
Merkel'in heyetinde "Alman Türk'ü" olacağına göre, "bizimkilerin yanında da birkaç Alman Türk'ü" bulunsa...
Çok mu zor?
***
Ve son sözümüz:
Bayan Merkel'in Türkiye ziyareti için Almanlar "aylar önceden ders çalışmaya başladılar."
Ya biz?
İşte "bu yüzdendir ki" sınıfta kalıyoruz.
Kalmasaydık Avrupa'daki Türkler "ayrımcılığa tabi tutulmazlardı."
Çoğu "işsizlikle boğuşmazdı."
Ve Türkiye'deki seçimlerde oy kullanmak için "İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısını çalmak" zorunda kalmazlardı.