Süleyman Demirel 1965'te Başbakan olunca "yakın çevresine" şöyle demişti:
- Makam odamda bir idam sehpası görür gibiyim... Zira bugün oy verenler, dün Menderes'e oy vermiş, onu bu koltuğa oturtmuşlardı... Ve bu koltukta oturan adam, asıldı.
***
Turgut Özal 1983'te Başbakan olunca şöyle demişti:
- Bu makama gelenin iki gömleği olur... Biri bayramlık, öteki idamlık.
***
Özal'a oy veren kesim "daha önce Demirel'i başbakan yapan kesimdi."
Ve Özal "askerlerin indirip, sürgüne yolladığı Demirel'in koltuğunda" oturuyordu.
***
29 yaşında genel müdür, 39 yaşında başbakan olan Demirel
"Cumhuriyet'in hafızası."
"Devletin Kara Kutusu."
İktidar oldu, muhalefet oldu. 6 defa gitti, 7 defa geldi. Çankaya'ya gitti.
"Bunca deneyimden sonra" diyor ki:
- İktidarlar seçilerek gelsin, seçilmeyerek gitsin... Artık ihtilal olmasın.
***
"Ana konu" bu...
Yani "kişileri" değil, "sistemi... Sistemin sağlıklı işlemesini" tartışmak.
Kimi "işin kolayına" kaçıyor, kişileri tartışıyor. Kimi Demirel'i tahrik ediyor, "düne çekmeye... Dünü kurcalatmaya" çalışıyor.
"Bizim açımızdan" işin o tarafa kaymasında da bir sakınca yok...
Zira, yine Demirel'in söylemiyle
"geçmişle ilgili dosya açılır ve Demirel konuşursa, tiraj bir milyonun üzerine fırlar."
***
Yazları Bodrum'da sohbet ettiğimiz Kenan Evren'den defalarca dinledik:
- 1980 ihtilalinden önceydi... Pek çok sivil bana geldi ve dedi ki... Paşam ne duruyorsunuz?.. İçlerinde bazı siyasetçiler de vardı.
***
Artık "bunlar" olmasın.
Demirel'in söylemiyle: Gerekçesi ne olursa olsun, asker, devlete el koymasın.