Yıllarca Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişi olarak topluma karşı görevlerim var.
Söylediklerim şu, bu, o fikirde olan herkesi, ülkemin bütün insanlarını ilgilendirir.
Türk devleti ebedidir. Devletimin gücünün devam edebilmesi için, bundan sonra karşılaşacağı bunalımlardan derin yaralar almadan çıkabilmesi lazımdır.
KİLİT TAŞLARI
Bizim devlet sistemimiz Anayasal devlet, demokratik cumhuriyettir.
İkisi, birbirini tamamlar. Bunlar, bir binanın temelindeki kilit taşları gibi, sistemin kilit taşlarıdır.
Kilit taşlarından biri üstün kitaptır... Yani Anayasa'dır.
Diğeri üstün iradedir... Halk iradesi.
ANAYASAL ÇERÇEVE
Her devlet zaman içinde birtakım zorluklarla karşılaşabilir.
Her şeyi düşünen devlet, bunu da düşünmüş ve kendi güvenliği ile ilgili önlemini almıştır.
Türk devleti de almıştır. Hangi çeşit olayla karşılaşırsa, karşılaşsın devlet Anayasal çerçeve dışına çıkmadan, bunalımı aşmalıdır.
Üstün kitap Anayasa istisnasız herkesi bağlar.
MİLLİ GÜVENLİK KURULU
Devletin zor duruma düşmesi halinde, devlete müdahale edilerek çare aranması ve bunun çare sayılması yanlıştır.
Anayasa'yı tekrar tekrar okuyunuz.
Milli Güvenlik Kurulu var. Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulamalarıyla ilgili tavsiye kararları alıyor ve uygulanması ile ilgili koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kurulu'na bildiriyor.
BAKANLAR KURULU
Bakanlar Kurulu var. Bakanlar Kurulu, devletin varlığı, bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması için gerekli gördüğü önlemleri değerlendirir.
NE OLACAK?
Anayasa ile kurulan hür demokratik düzeni veya temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması halinde...
Veya şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması halinde...
Yani devlete müdahale sebebi olarak gösterilen hususlardır bunlar...
Ne olacak?
MİLLİ İRADE... MECLİS
Devlet bütün bunları düşünmüş ve tedbirini Anayasa'sına yazmıştır.
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, MGK'nın da görüşünü alarak yurdun bir veya birden fazla bölgesinde süresi 6 ayı geçmemek üzere sıkıyönetim ilan eder. Ve bunun TBMM tarafından onaylanmasını ister.
Bu demektir ki, kuvvet kullanacaksan, milli iradeye, yani Meclis'e başvuracaksın.
DEVLET AŞILMADAN...
Sıkıyönetim var. Seferberlik var. Savaş hali var. Ve hepsinin de Anayasa'da yeri var.
Devletin, Anayasa ile çizilmiş bir müdahale çerçevesi var.
Ben diyorum ki, Anayasa aşılmasın, devlet aşılmasın.
ÜLKENİN KADERİ
Devlette istikrarın ön şartını devletin dokunulmazlığında görüyorum.
Ülkemin kaderi darbeler ve müdahaleler olmamalıdır.
Devlete el konulamaması, seçilmiş meclisin kapatılamaması, partilerin kapısına kilit vurulamaması eğer inanç haline getirilirse, rejim halka mal edilir.
Halk da rejime sahip çıkar. Söylemim, kimseye karşı bir tavır değildir.
Konu siyasi iktidarın meselesi değildir.
Ve ben de kimseye sipariş veriyor değilim.