Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Necati Çetinkaya, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Ali Coşkun ve birkaç milletvekili daha "genel bir sağlık kontrolünden" geçmek istemişler.
Hastaneye telefon edilmiş.
Keçiören Hastanesi sahibi Dr. Ramazan Aydın "yarın sabah aç karnına bekliyorum" demiş.
Aralarında kararlaştırmışlar:
- Sabah saat 10.00'da hastanede buluşalım.
BİR DAMLA BİLE SU İÇİLMEYECEK
Ali Coşkun "az sonra" Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı aramış:
- Hocam . . . Doktor diyor ki, hastaneye gelmenizin 12 saat öncesinden itibaren su bile içmeyin... Hatta 18 saat öncesinden.
Prof. Yalçıntaş:
- Ali bey, bir yanlışınız olmasın... Yemek yememeyi anlıyorum ama, su içme yasağı neden?
Hocam, doktor öyle istiyor.
EMİR YÜKSEK YERDEN
O sırada Prof. Yalçıntaş'ın yanında Doç. Dr. Yavuz Kır varmış.
Yavuz beyin eşi de "Numune Hastanesi'nde doktor."
Yavuz bey "su içme yasağı diye birşey olmaz" demiş.
Bu durum Ali Coşkun'a bildirilmiş.
Ama Ali Coşkun ısrarını sürdürmüş:
- Doktor kesin kesin tembih etti... Su içilmeyecek... Yeni bir tahlil yöntemi çıkmış... Emir yüksek yerden... Su içmek yasak.
KAN TAMAM... AMA İDRAR SIFIR
Ertesi sabah hastanede buluşulmuş.
Herkes kan vermiş.
Sıra gelmiş "idrar tahliline."
"Ötekiler" idrar vermişler ama...
"18 saattir tek damla su içmemiş olan" Prof. Nevzat Yalçıntaş bir türlü idrar veremiyormuş.
Doktor ise tutturmuş:
- İsterim de isterim... İdrar isterim.
İKİ DİLİM EKMEKLE, ÜÇ ZEYTİN
Kan ve idrar verenler "üst kata... VİP odasına" çıkmışlar.
Orada "ballı, kaymaklı, sucuklu, yumurtalı" kahvaltı masasına oturmuşlar.
Prof. Nevzat Yalçıntaş ise, elinde 1.5 litrelik su şişesi, hastanenin koridorlarında ve çevresinde su içerek, dolaşıp duruyormuş.
Sonunda o da idrar vermiş.
Ve "ötekilerin" yanına çıkmış.
Ama kahvaltı masasında Prof. Yalçıntaş'a "iki dilim ekmekle, üç zeytin tanesinden başka" birşey kalmamış.
SOSYAL SİYASET VE İŞLETME
Prof. Yalçıntaş, Ali beye dönmüş:
- Siz Almanya'da mühendis olduktan sonra, İstanbul'da benim fakültemde de işletme okudunuz... Ben sizin sosyal siyaset hocanızdım... Bana bunu neden yaptınız?
- Ama hocam siz bana işletme de okuttunuz.
- İyi de, beni işletesiniz diye okutmadım ki... Beni neden susuz bıraktınız?
- Hocam, ben doktorun sözünü yanlış anlamışım... Özür dilerim.
RAPOR: "YENİDEN TETKİK ŞART"
Ertesi gün "tahlil sonuçları" belli olmuş.
Hastaneye gidenlerin hepsinin de "ciddi bir sorunu" çıkmamış.
Ancak...
Prof. Dr.
Nevzat Yalçıntaş'ın raporunun altında bir "not" varmış:
- Sayın Yalçıntaş'ın vücudunda aşırı derecede susuzluk saptanmıştır... Ayrıca Prof. Nevzat Yalçıntaş hastane koridorlarında uzun süre elinde su şişesi ile dolaşırken görülmüştür... Kendisinin bu yönden yeniden tetkike tabi tutulması gerekmektedir.
OLAY MAHKEMEYE İNTİKAL EDİYOR
"Olayı" bize Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş anlattı:
- Yavuz beyciğim... Sayın Ali Coşkun beyefendi bana çok zulmediyor... Bu zulümden kurtulmam için ne yapmalıyım? "Hocam" dedik:
- Mahkemeye gidin.
- Gideceğim gitmesine ama... Öteki arkadaşlar şahitlik etmek istemiyorlar.