Dünkü yazımızda "şöyle bir analiz" vardı:
- Eğer bütün muhalifler, Meclis grubunda Deniz beye karşı mesafeli duran, tüzüğe eskiden beri karşı çıkan, vakur, kıdemli, birikimli, olgun, Ve gelmesi halinde sürekli kalmanın kavgasına girmeyecek, ileride kimsenin önünü tıkamayacak...
Hasan Fehmi Güneş üzerinde birleşirlerse...
Mustafa Sarıgül de, yakaladığı rüzgarı Güneş'e ciro ederse... Kurultayın seyri bir anda değişir.
***
Dün "CHP çevrelerinden" arayan, arayana idi.
Söyledikleri ise:
"Evet, aynen öyle olur."
"Yukarıdaki analizi" açacak olursak...
Mustafa Sarıgül "rüzgar olarak" var ama "parti vicdanında" yok. Zülfü Livaneli "Meclis grubunda" var, "delege bazında" çok zayıf. Hurşit Güneş daha ilk gün "aday müsveddeleri" sözüyle, durduk yerde "kendi ayağına kurşun sıktı."
Açıkçası...
Bu dağınıklığın sonunda, genel başkanlık seçim sandığından "yine Deniz bey çıkar." Ama "Baykal gitsinciler" partide "dünü, bugünü için güvence... Müktesebatı kendisine kefil" bir isim üzerinde birleşirlerse...
"Dengeler" alt, üst oluverir.
***
- Evet sayın Hasan Fehmi Güneş. Durum böyle, böyle... Şimdi siz ne diyorsunuz?
- İşte Güneş'in söylemi. Noktasına, virgülüne dokunmaksızın:
Sayın Donat.
Aday değilim. Aktif sürecin dışındayım. Ve bu süreçten hoşlanmıyorum. Hatta rahatsız oluyorum. Gereksiz bir tartışmaya girdiğimizi düşünüyorum.
Rahatsız edici sürecin bir aktörü olmayı da kendime yakıştıramıyorum. Parti vicdanını temsil eden pekçok kesimde bana dönük şöyle bir hava var.
Görev almam, diğer arkadaşların ismim üzerinde birleşmeleri, muhalefetin tek adayı olmam ve benim bu görevi yerine getirmem hususunda yoğun bir talep var. Böyle bir uzlaşma olursa, bu düzey kaybedici sürecin sona ermesi bakımından, kayıtsız kalamam.
Sıcak bakarım.
Üstlenirim. Bugün, bu noktadayım. Kimseye, sen çekil, gücünü bana aktar demeye hakkım ve haddim yok.
En çok lütfen taleplerinizi erteleyin diyebilirim. Görev üstlenecek olursam partide toparlanma, demokratikleşme, barışı sağlama, güncelleşme, 6 okun bugünlere uzatılması, solun partisi olunması programı içerisinde hizmet sunarım.
***
"Bugün için" son sözlerimiz:
1. Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı var.
2. Siyaset, siyasetçilerin işi. Ve siyaset, çalkantıları aşacaktır. Sonunda delegenin dediği olacaktır.
3. Bugünler gelip, geçer. Ama insanlar, "yarın yüzyüze bakmayı güçleştirecek sözleri" söylememeye özen göstermeliler.
4. Siyasette de "sicil" aranır.