Tuna'ya bakan Estergon'un merdivenleri "çık çık bitmez." Ankara'ya bakan Estergon'un tepesine çıkmak ise "işten bile değil."
"Asansörün düğmesine basmanız" yeter.
Estergon'dan "aşağıları" seyrettik.
Daha önce "altıda beşi gecekondu" olan Keçiören, bambaşka bir çehreye bürünmüş.
Şimdi bölgenin "altıda biri" gecekondu.
Onlar da teker teker yıkılıyor. "İlerisi" Subay Evleri. Sağı, solu gecekondu doluydu. Önü "çöplüktü."
Gecekondular yıkılmış. Çöplük "yeşil alan" olmuş. Ve "orası" yüksek binalarla dolmuş.
Bunlardan biri "yeşil bir apartman."
Başbakan "işte o binada" oturuyor.
***
Şurası "Hasköy Mahallesi." Burası "Bağlarbaşı." Öteki "Güçlükaya semti." Görüntü "çağdaş bir kent" görüntüsü.
Kızlar Pınarı Caddesi. Fatih Caddesi. Atatürk Caddesi.
"AB ülkelerinde gördüğümüz caddelerden farksız."
***
"Atatürk Botanik Bahçesi" 250 bin metrekare.
- Başkan burası... Eski çöplük değil mi?
- Evet, çöplüktü... Çevresi de gecekondu doluydu.
"Ali İzzet Begoviç Parkı"
da eskiden bataklıktı.
Nereye baksak bir park. Gecekondu bölgeleri park olmuş. Turgut Altınok 10.5 yılda "340 park" yapmış.
Çoğuna da "asker, polis" şehit isimlerini vermiş.
"Şehit Gazeteciler Parkı" da var... 100 bin metrekare.
***
Demek "istenince olabiliyor." Yönetim kararlıysa "gecekondu yıkılıyor... Gecekonduda oturan mağdur edilmiyor... Gecekondu bölgeleri park oluyor, şelale oluyor, spor alanı oluyor, yol oluyor."
Ve "çalmayan, çaldırmayan yönetici" bütün bu hizmetler için kaynak yaratabiliyor.
Tebrikler Keçiören.